Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/9350 E. 2012/7634 K. 11.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9350
KARAR NO : 2012/7634
KARAR TARİHİ : 11.06.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalının aracının trafik sigortacısı olduğunu, sigortalı araçta gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanan dava dışı yolcuya müvekkili tarafından 02.07.2010 tarihinde 2.863 TL ödendiğini, sürücünün kaza anında alkollü olduğunu ve bu nedenle davalıya rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek ödenen 2.863 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, aracın kiralanması nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, ayrıca kazanın salt alkolün etkisiyle meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alkol sebebine dayalı rücuen tazminat davasıdır. 2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4-d maddesinde; tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmesi veya olayın, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri gelmesi halinde zararın trafik sigorta poliçesi teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
O halde hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.nun 1281. maddesi hüküm gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleyip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
Somut olayda, davacı araç sürücüsü olay anında 2.49 promil alkollü olarak araç kullanırken, gece vakti, ıslak zeminli yolda sola virajlı dönel kavşak sonrası orta refüjdeki bordür taşlarına çarpmış ve araç takla atarak karşı şeride geçmiştir. Mahkeme, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda içinde psikiyatristin bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor almış ve sonucuna göre karar vermiştir.
Mahkemece, bir nörolog, bir hukukçu ve bir trafik uzmanı yahut 2 noroloji ve 1 trafik uzmanı bilirkişilerden oluşacak yeni bir bilirkişi kurulundan olayın yukarıda anlatılan oluş şekli, yol ve hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip kazanın mühhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurlarında etkili olup olmadığının tesbiti hususlarında ayrıntılı,
gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde içinde nöroloğun bulunmadığı bilirkişi kurulundan alınan rapora istinaden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.06.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.