Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/8216 E. 2012/1752 K. 16.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8216
KARAR NO : 2012/1752
KARAR TARİHİ : 16.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 11.700 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı tarafın %50 oranında kusurlu olduğunu belirterek kusur oranına isabet eden 8.190 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ve aracının kazaya karışmadığını, davaya konu kaza ile ilgilerinin olmadığını, davacı tarafından aynı olaya ilişkin olarak ….İcra Müdürlüğünün 206/13087 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takipte farklı bir plaka yazıldığını …, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, bu davada … plakalı aracın kazaya karıştığından bahsedildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, kusuru, hasarı kabul etmediğini belirtereke davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 7.980 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, TTK’nun 1301.maddesine dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 109/1.maddesi gereğince, “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza yönünden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar”.
Somut olayda davalı vekili tarafından süresinden sonra verilen 30.10.2008 tarihli cevap dilekçesinde “davacının 28.11.2005 tarihinde hasar bedelini ödediği ve 2008 yılında bu davanın açıldığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle zamanaşımı def’inde bulunulmuş, davacı vekiline aynı tarihli duruşmada cevap dilekçesi elden tebliğ edilmiş, davacı vekili “açıkça zamanaşımı definin süresinde olmadığı” yönünde bu defiye karşı çıkmayarak, cevap dilekçesini kabul etmediğini beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece zamanaşımı definin süresinde yapıldığının kabulü ile davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı yönünden inceleme yapılarak, bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde zamanaşımı defi incelenmeksizin işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 16.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.