YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7503
KARAR NO : 2012/2203
KARAR TARİHİ : 27.02.2012
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın park halindeyken çalındığını, bilahare terk edilmiş ve çok sayıda parçası sökülmüş halde bulunduğunu, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinin ödeme yapmadığını belirterek ıslâh ile arttırılmış 25.000.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, aracın daha önce 30.07.2007 tarihinde geçirdiği kazada pertotal olduğunu ve davacıya hasarlı halde satıldığını, tamir edildiğinin ispatlanması gerektiğini, çalınma olayının şüpheli olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hırsızlık sonucu oluşan dava konusu hasarın ilk kazadaki hasarla ilişkilendirilemeyeceği, aracın ilk kazadan dolayı tamir edilmediğine ilişkin savunmanın yerinde olmadığı, hasarın teminat kapsamında kaldığı anlaşılmakla 25.000.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
TTK 1269 maddesi uyarınca malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270.maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve
onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda sigortalı durumda olanın sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir. Sigorta ettiren ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle dava ve tazminat istemek hakkına sahip olur.
Somut olayda dain ve mürtehin sıfatı bulunan dava dışı … Bank Altunizade şube müdürlüğünün 6.1.2009 günlü yazısı ile davaya “dain mürtehin sıfatı ve bundan doğan hakları saklı kalmak kaydıyla” muvafakat edilmiş olup bankanın muvafakatı açık ve şartsız olmadığından geçerli değildir. Bu halde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Kabule göre de;
Davalı vekili, aracın 30.07.2007 tarihinde meydana gelen kazada pertotal olduğunu, hasarlı haliyle davacıya satıldığını ve onarılmadan müvekkili şirkete kasko sigortasının yaptırıldığını savunmuştur.
Dosyada mevcut 30.07.2007 tarihli kazanın … Sigorta A.Ş. nezdinde açılan hasar dosyasında, araç önceki malik …’un idaresindeyken karıştığı kaza sonucu pertotal işlem görmüş, sovtajı sigorta şirketine bırakılarak 40.700.00 TL sigortalıya ödenmiştir. Hasarlı araç 01.10.2007 tarihli noter satış sözleşmesiyle 24.500.00 TL beyan değeri üzerinden davacı tarafından satın alınmış, sigorta poliçesi ise 04.10.2007 tarihinde düzenlenmiştir.
TTK.’nun 1279. maddesine göre, sigorta sözleşmesinin yapıldığı sırada sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimse, rizikonun gerçekleşmiş olduğunu bilmekte iseler sigorta sözleşmesi hükümsüzdür.
Somut olayda, davacı tarafça dosyaya sunulan …Otomotiv- Ayhan Aydın tarafından düzenlenen 26.12.2007 tarihli belgede aracın 27.9.2007 tarihinde tamir için servise getirildiği, aracın bir ay kadar serviste kaldığı tamir edilerek davacıya teslim edildiği belirtilmiş ise de aracın adı geçen tarafından tamir edildiğine ilişkin fatura, ödeme belgesi vs. Başkaca herhangi bir delil ve belge ibraz edilmemiştir. 26.12.2007 günlü belge niteliği itibariyle her zaman düzenlenmesi ve temin edilmesi mümkün belgelerdendir. Bu itibarla 26.12.2007 günlü belgeye itibar edilerek 4.12.2007 günlü hırsızlığa konu hasarın giderildiğinin kabulü
mümkün değildir. TTK 1279 maddesi gereğince poliçe hükümsüz olduğundan bu zarardan sigortacının sorumlu tutulmaması, tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.