Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/7354 E. 2012/2223 K. 27.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7354
KARAR NO : 2012/2223
KARAR TARİHİ : 27.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline ait resmi aracın, davalı … kullanımında iken, diğer davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, araçtaki hasarın mahkeme aracılığı ile tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsünün asli kusurlu, müvekkile ait araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu iddia ederek 28.600 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmamasına rağmen kaza tespit tutanağında asli kusurlu gösterildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, kazada hiçbir kusuru olmamasına rağmen kaza tespit tutanağında tali kusurlu gösterildiğini belirterek kendisine yönelik davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, sorumluluklarının 8.000 TL limitle sınırlı olduğunu, kusur oranları ve davacı aracındaki zararın bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … Turizm ve Tic. A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 12.000 TL tazminatın 9.600 TL’sinin davalılar … Turizm ve Tic.A.Ş., … ve …Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2.400 TL’lik kısmın davalı …’tan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
HUMK.nun 275. ve devamı maddeleri (6100 Sayılı HMK’nun 266. ve devamı maddeleri) gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Davacının işleteni olduğu araçta meydana gelen hasarın ve kusur oranlarının tespiti hususunda, makine mühendisi Nebi Temel’den alınan bilirkişi raporunda, aracın pert total olduğu, aracın kaza tarihi itibariyle 2. el rayiç değerinin 28.000 TL, sovtajının 10.000 TL, bu şekilde davacının gerçek zararının 18.000 TL olduğu bildirilmiştir. Tarafların itirazı üzerine alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda da aracın pert total olduğu belirtilerek önceki raporda belirtilen bedeller aynen benimsenerek davacının gerçek zararının 18.000 TL olduğu belirtilmiştir. Bu rapora da tarafların itirazı üzerine bu kez İTÜ Makine Fakültesi’nden seçilen bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bu raporda ise aracın pert total olduğu yine kabul edilmekle, kaza tarihi itibariyle aracın 2. el piyasa rayiç değerinin 22.000 TL, sovtajının 10.000 TL, bu şekilde davacının gerçek zararının 12.000 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, daha önce alınan ve birbirini doğrulayan bilirkişi raporları hükme esas alınarak sonucuna karar verilmesi gerekirken, son alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Asıl davayı karara bağlayan mahkemece diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi delil tespiti giderlerinin ve bu arada vekalet ücretinin de davada haksız çıkan tarafa yükletilmesine karar verilmelidir. 22.3.1976 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği delillerin tespiti işlemlerinde ilerde haksız çıkacak taraftan alınmak üzere takdir edilecek vekalet ücretinin HUMK’un 423/6. maddesinde yazılı bulunan vekalet ücretinden ayrı tutmaya imkan yoktur. Davacı dava açılmadan önce …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/17-17 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırarak aracındaki hasarın belirlenmesini sağladığına göre, tespit dosyasında yapılan masrafların yargılama gideri olarak kabulü ile hüküm altına alınması gerekirken ve bu tespit için kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken, bundan zühul olunması hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.