Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/2992 E. 2011/2922 K. 31.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2992
KARAR NO : 2011/2922
KARAR TARİHİ : 31.03.2011

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, Nazilli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/7609 Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca, Aydın 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1312 talimat sayılı dosyasında yapılan 18.12.2009 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişilere ait faturalı mallar olduğunu, borçlunun ayrı iş yeri bulunduğunu, İİK’nun 99. maddesinin uygulanması gerektiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapılmadığı, borçlu ve davacı arasında iş yeri devri yapıldığına dair kanıt bulunmadığı, mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğu” gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişilerin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davacılar haciz sırasında vergi levhası sunamamışlardır. Sonradan sunulan kira sözleşmesi adi niteliktedir ve her zaman temini mümkün belgelerdendir. Öte yandan üçüncü kişiler, haciz tarihini de kapsayacak şekilde, 2009 yılının Ocak ayından itibaren borçlu şirket bünyesinde sigortalı olarak çalışmaktadırlar. Bu koşullarda, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan üçüncü kişiler, borçlu şirketteki çalışmalarının sona erdiği, yeni bir iş yeri açtıkları, mahcuzların tamamının da kendilerine ait olduğu yönünde karinenin aksini kanıtlamaya elverişli güçlü delilleri sunamamışladır.
Somut olayda, takip borçlusu şirketin yanında çalışan davacılarla birlikte alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptığının kabulü ile davanın reddi gerekirken, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 31.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.