YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2868
KARAR NO : 2011/5412
KARAR TARİHİ : 27.05.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahliye ve kira alacağına ilişkin davada Çanakkale 2.Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, rödovans sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan takibe karşı itirazın iptali ve sözleşmenin feshi ve tahliye istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesince, kira sözleşmesine dayalı tahliye ve kira alacağı davalarında görevin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, mahkemenin görevinin 6570 sayılı Kanundan kaynaklanan tahliye davalarına ilişkin olduğu belirtilip B.K.’nun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirasından açılan davalarda görevin değere göre belirleneceğinden bahisle görevsizlik yönünde karar vermiştir.
Somut olayda, davacı adına mermer ocağı olarak işletilmek üzere ruhsat verilen arazi 9.6.2008 başlangıç tarihli rödövans sözleşmesi ile işletilmek üzere davalıya kiralanmışdır. Rödovans sözleşmeleri, kendine özgü bir sözleşme tipi olmakla birlikte B.K’nun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirası özellikleri göstermektedir. Kiralananın niteliği itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi hasılat kirasıdır.
Hâsılat kirasında kiralayanın önde gelen borcu, BK. 272 maddesi hükmüne göre, kiralananla birlikte kiralanmış menkul şeyler varsa bunlar dahi dahil olduğu halde kiralananı akitten maksut olan kullanmaya ve işletmeye salih bir halde kiracıya teslim borcudur. Teslim kavramı, kiralananın ve bunların içinde menkul şeyler varsa bunların da sözleşmedeki amaca uygun bir şekilde kullanılmak ve işletilmek üzere kiracıya terk edilmesini ifade eder.
HUMK’nun 1711 sayılı kanunla değiştirilen 8/II-1 maddesi “kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarına ve bunlara karşılık olarak açılan davalara” bakmaya sulh mahkemelerini görevli kılarken, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun uygulama alanı içinde kalan kiralananları amaçlamaktadır. Gerçekten de anılan kanunun 1. maddesi ile bu kanunun uygulanması kiralanan yerin musakkaf (çatılı) bir taşınmaz olmasına hasredilmiştir. Öte yandan kiralanan taşınmazın niteliğine bakılarak çizilecek hukuki çerçeve de bu kabulü zorunlu kılmaktadır. Kiraya verilen musakkaf yerlere ilişkin uyuşmazlıklara 6570 sayılı Kanun hükümleri uygulanır (m.1). Musakkaf olmayan taşınmaz mallar ise Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Her iki yasanın ilgili maddelerinin hukuki sonuç ve hükümleri ile koruma amaçları tamamen birbirinden farklıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1998 günlü ve 1998/3-361-373 sayılı kararı).
Dava konusu taşınmazlar “maden ocağı” vasfında olup 6570 sayılı Kanun hükümlerine değil, Borçlar Kanununun hasılat kirası hükümlerine tabi olduğundan,HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın,Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Çanakkale 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi