Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/1632 E. 2011/7355 K. 12.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1632
KARAR NO : 2011/7355
KARAR TARİHİ : 12.07.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın çarpıştığını, davalının aracında meydana gelen hasar bedelinin sigortalının tam kusuruna göre 6771 TL ödendiğini, ancak yapılan delil tespitinde davalının %70 oranında, sigortalının ise %30 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığını, davalıya fazla ödenen 4.290 TL tazminatın tahsili için yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı sigortalısının tutanakta kusurlu olduğunu kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ihtirazı kayıt ileri sürmeden davalıya ödeme yaptıktan sonra delil tespiti yaptırarak ödeme yaparken esas alınan kusur oranının gerçek duruma uygun düşmediğini ileri süremeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya ait araçta meydana gelen hasar bedelini sigortalısının kusur oranına isabet eden miktardan fazla ödediğini belirterek fazla ödediği miktarın istirdatını talep etmiştir.
Davada, borç olmayan şeyin ödendiği ileri sürülerek, istekte bulunulduğuna göre; uyuşmazlığın BK.62. maddesi kapsamında çözüme kavuşturulması gerekir.Borçlar Kanunu’nun 62. maddesinin uygulanabilmesi için aranan gerekli unsurlar; bir borcu ortadan kaldırmak için yapılan ödeme, borcun bulunmaması, ödemenin şahsın ihtiyarı ile yapılmış bulunması ve hata olarak sıralanabilir. BK.62. maddesinde belirtilen hata unsurundan amaç ise, iradenin hata sebebiyle bozulması
2011/1632-7355
değil, aksine borcun sebebinin yokluğudur. Sebebin bulunmaması hata unsurunun varlığı için yeterli olup, nedensiz zenginleşmede, yasanın öngördüğü unsurların nitelikleri özellikle hata unsurunun yukarıda açıklandığı şekilde ele alınması gerektiği, gerek hukuk öğretisinde ve gerekse uygulamada kesin ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, bir borcu ortadan kaldırmak için yapılan ödeme ve ödemenin kişinin ihtiyarı ile yapılmış olması unsurlarının gerçekleşmiş olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, özellikle diğer iki unsur üzerinde durulması gerekir. BK.nun 62. maddesinin uygulanabilmesi için, yerine getirilen borcun mevcut olmaması gerekir. Bu durumun, yani, borcun varlığının saptanmasında ödeme zamanı esas alınmalıdır.Davacı vekili kazadan sonra kazaya karışanlar tarafından düzenlenmiş tutanakta sigortalısının tam kusurlu olarak gösterildiği için kendisini borçlu sanarak ödeme yaptığını iddia etmiş,delil tespiti dosyası ile davalının % 70 oranında kusurlu olduğunu tespit edilmiş olması nedeniyle fazla ödeme yaptığını belirtmiştir.
Bu itibarla mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmak suretiyle davacının kendini borçlu sanarak hata sonucu davalıya fazla ödeme yaptığının kabulü ile işin esasına girilip, tarafların gösterecekleri deliller toplanılıp, tarafların kusur oranları belirlenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.