Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/1320 E. 2011/6911 K. 01.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1320
KARAR NO : 2011/6911
KARAR TARİHİ : 01.07.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın, davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda hasar gördüğünü, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, 6.976,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, rizikonun karayolu dışında meydana geldiği zararın sigorta teminatı dışında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. TTK’nun 1282.maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur. Kasko sigortası teminatı dışında kalan haller Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.5. Maddesinde sayılmıştır. Rizikonun karayolu dışında olması hali teminat dışında sayılan hallerden değildir. Bu nedenle davacı kasko sigortacısının sigortalısına yaptığı ödeme sigorta teminatı kapsamında kabul edilmelidir.
TTK’nun 1301. maddesi uyarınca, sigortalısına ödeme yapan sigorta şirketi, ödediği tazminatı zarar sorumlularından rücuan talep edebilir. Davalı vekili, kazanın karayolu dışında meydana geldiğini, müvekkilinin araç işleteni sıfatı ile zarardan sorumlu tutulamayacağını savun-
2011/1320
2011/6911
muştur. KTK’nun 3.maddesi uyarınca, Karayolları Trafik Kanunu karayolunda uygulanır, anılan yasanın 85. maddesi uyarınca araç işleteninin zarardan sorumlu tutulup tutulmayacağının tespitinde kazayerinin karayolu olup olmadığı önemlidir.
Ancak, karayolu sayılmayan veya karayolu olmayan yerlerdeki işletenin sorumluluğu ise genel hükümlere tabidir. Buna göre, 27.3.1957 gün 1/3 sayılı İÇtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, BK’nun 55.maddesi uyarınca, istihdam edenin sorumluluğu için kendisini veya çalıştırdığı kişinin kusuru koşul değildir. Buradaki sorumluluk “özen ve gözetim ödevinin” objektif olarak yerine getirilmemesinden kaynaklanan kusura dayanmayan bir sorumluluktur. Ne varki, istihdam edenin sorumluluğu için, istihdam edenle istihdam olunan arasında çalıştırma ve bağımlılık ilişkisinin bulunması, zararın hizmetin ifası sırasında ve hizmetle ilgili olarak oluşması, eylemin hukuka aykırı olması ve eylem ile zarar arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.
Somut olayda, kasko sigortalı araç, davalı şirkete ait kepçe ile çarpışması sonucu hasarlandığı ve kepçenin işleteni BK’nun 55.maddesi hükmünce sorumlu olup olmadığı mahkeme kararında tartışılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, araçların birbirleriyle çarpıştıkları yerin karayolu sayılmayan veya karayolu olmayan yerlerden olsa bile davalı araç işleteni genel hükümler uyarınca yani BK’nun 55.maddesi uyarınca bu zarardan sorumlu olup olmayacağı tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.