Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/12373 E. 2012/1721 K. 16.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12373
KARAR NO : 2012/1721
KARAR TARİHİ : 16.02.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, ….İcra Müdürlüğü’nün 2007/2582 sayılı takip dosyasında haczedilen makinaların müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, makinaların borçlu şirketten Fatura ile satın alındığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, takibin müvekkilinin borçluya yaptığı kalıp bedellerinin ödenmemesinden kaynaklandığını, borçluya yapılan bu kalıpların borçluya ait diğer makinalarla birlikte haciz mahallinde bulunduğunu, hatta kalıpların bir kısmının makinalarda takılı olduğunu, İİK’nun 44 ve BK’nun 179.maddeleri uyarınca davacı ve borçlu arasında işletme devri niteliğinde bir ilişki bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, mahcuzların borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığı, davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Haciz, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmamıştır. Bununla birlikte haciz mahallinde borçluya ait (alacaklının borçlu için üretip borçluya sattığı) kalıplar
bulunmuş, haciz mahalle sonradan gelen borçlu şirket yetkilisinin huzurunda yapılmıştır. Bu durumda İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Dava konusu takip, haciz mahallinde bulunan bir kısmı haczedilen makinalara takılı olduğu anlaşılan kalıpların bedellerinin ödenmemesinden kaynaklanmaktadır. Davacı şirket bu kalıpların takılı olduğu makinaların borçlu şirketten satın alındığını, borçlu şirkete fason iş yapıldığını iddia etmiş, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş faturalara dayanmıştır. İstenilen her kişi adına düzenlenmesi mümkün faturalar ile vergi levhası karine aksini ispata yeterli değildir. Kaldı ki, dava konusu makinaların borçlu şirket tarafından davacı şirkete satıldığı borçlunun da kabulünde olup 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasındaki bu ilişki örtülü ticari işletme devri niteliğindedir. İİK’nun 44 ve BK’nun 179.maddeleri uyarınca işletmeyi devralan kişinin işletmenin borçlarından da sorumlu olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 16.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.