Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/11530 E. 2012/4740 K. 16.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11530
KARAR NO : 2012/4740
KARAR TARİHİ : 16.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca, davalının maliki olduğu aracın çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, aracın pert total olması nedeniyle müvekkili tarafından sigortalısına 29.500 TL ödendiğini, çekme-kurtarma bedeli ve aracın sovtaj değeri tenzil edildiğinde müvekkilinin 16.144 TL zararının bulunduğunu, davalı aracının trafik sigortacısından 6.000 TL tahsil edildiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün 8/8 kusurlu olduğunu iddia ederek müvekkilinin bakiye zararı olan 10.144 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 9.750 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, TTK’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
TC Anayasası’nın 36/1 maddesinde ” Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmü düzenlenmiştir. Yine HUMK.nun 73. maddesi uyarınca “kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve ez.”7201 sayılı Tebligat Kanunun 10.maddesi hükmüne göre “Tebligat tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.”
Aynı yasanın 32. maddesi hükmü gereğince ” Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur.”
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; davalının dava dilekçesinde belirtilen adresine gönderilen dava dilekçesi ekli tebligat, davalının taşındığı şerhi ile iade edilmiştir. Bunun üzerine davalının adresi araştırılmadan, dosyada davalıya daha önce yapılmış usulüne uygun tebligatta olmadığı halde, kaza tespit tutanağında belirtilen adres olduğu gerekçesiyle aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre dava dilekçesinin tebliğ edilerek davalının yokluğunda yargılama yapılması, savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; davacının, sigortalısı tarafından ibra edildiğini gösterir belgenin okunaklı olmadığı görülmekle belgenin onaylı suretinin dosyaya getirtilmesi gerekir. Bununla birlikte, davacı tarafın 16.144 TL hasar bedelini tam kusur iddiası ile davalıdan talep ettiği gözetilerek davalının %50 kusur oranına isabet eden 8.072 TL’den, davalı aracının trafik sigortacısı tarafından yapılan 6.000 TL’lik ödemenin mahsubu ile bakiye 2.072 TL tazminata hükmedilmesi gerekirken talep aşılarak fazla tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.