Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2011/11056 E. 2012/7674 K. 12.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11056
KARAR NO : 2012/7674
KARAR TARİHİ : 12.06.2012

MAHKEMESİ : Hatay Asliye 3. Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş, davalı … vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.6.2012 Salı günü davacı … … vekili Av. … ve davalı … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının yapmış olduğu takibe borçlu tarafından yapılmış bir itiraz bulunmadığı gibi dosyadaki alacağa da itiraz olmadığı, borçlu … tarafından davacı …’na verilen bononun, bir borç verme işinden doğduğunun, borçlu davalı … …’in ceza davasındaki beyanlarından ve vergi inceleme raporlarından açıkça anlaşıldığı, davacının, davalı … …’e verdiği borç paralardan dolayı önce vergi incelemesine tabi tutulduğu, inceleme sonunda hem 1.000.000 TL civarında vergi alacağı çıkarıldığı hem de Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusunda bulunulduğu ve açılan davada Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2010 tarih ve 2009/434 esas ve 2010/315 karar sayılı ilamı ile davacının mahkumiyetine dair verilen kararın temyiz edilmeksizin 16/06/2010 tarihinde kesinleştiği, Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının, hukuk hakimini bağlamayacağı ancak ceza mahkemesinde belirlenen maddi olguların hukuk hakimini bağlıyacağı bundan dolayı davacı
tarafından davalı borçluya faizle para verildiği hususunun kesinleşmiş olduğu, takibe konu bononun bu para alışverişinden başka bir nedenle düzenlendiği yolunda bir iddia ve ispat da olmadığı açıklanarak davacının gelir elde etmek üzere vermiş olduğu parayı davalı borçludan isteyip isteyemeyeceği hususuna ilişkin olarak ise davacı tarafından, davalı borçluya faizle bir borç para verildiğinin anlaşılmasına göre suç teşkil eden eyleminden dolayı davacının mahkum edilmiş olmasının verilen paranın davalı … … tarafından iade edilmeyeceği anlamına gelmeyeceği, davacı açısından suç olan eylemin, paranın borç şeklindeki verilmesi değil vergilendirilmeden kazanç elde etmek amacıyla hareket edilmesi olduğu, davacının maddi bir vakıa olarak kazanç elde etmek amacı ile borç para verdiğinin, ceza davası ile de belirgin hale gelmiş olmasına bakarak davamız açısından davacının bonodan dolayı kesinleşmiş bir alacağının mevcut bulunduğu, davacı tarafından yapılan takip sonucu borçlunun bir kısım menkul mallarının haczedilmiş olmasından sonra bu malların alacağa mahsuben davacı vekili tarafından satın alındıktan sonra yeniden borçlu eline geçerek başka bir alacaklının yaptığı hacizde görülmesinin, aciz belgesinde 594.070 TL’ye ulaşan alacak ile 4.500 TL değerindeki menkuller karşılaştırıldığında davacı ile davalı borçlu arasında muvazaayı göstermeyeceği, yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığının kabul edilerek davanın diğer şartlarının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yaptırılan bilirkişi incelemesi de değerlendirilerek taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu ve yapılan tasarrufların alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu ve bu durumun davalı 3. kişi tarafından bilindiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı … … vekili ve … … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı … …’nin, borçlu ile olan tanıdıklık ve Antakya Ticaret Odası Başkanlığı dolayısıyla
borçlu … …’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmasından dolayı tasarrufların iptali gerekeceğine (İİK. 280/I) ayrıca taşınmazların satışı sırasında tapu üzerindeki takyidatları toplamının, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerlerinin çok üzerinde bulunması nazara alındığında bu kadar yüksek maliyet ile taşınmazların satın alınmasının da hayatın olağan akışına uygun düşmemesine, davalı borçlunun ilk cevap dilekçesinden açıklamalarının tek başına olmasa da açıklanan durumlar karşısında davalı … …’nin içinde bulunduğu durumu bildiğini destekler mahiyette olmasına ayrıca İ.İ.K’nin 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul olunmasına, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispati ile çürütülebilmesine, dava konusu hisselerin ve taşınmazların ticari işletmenin mühim bir kısmını oluşturduğu nazara alındığında davalı tarafça anılan madde gereklerine uygun bir satış yapılmadığının anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı … … vekili ve davalı … … vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve 900.00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 27.686,44 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 12.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.