YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10479
KARAR NO : 2012/10510
KARAR TARİHİ : 03.10.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının maliki olduğu zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçta yolcu olarak bulunan … ‘ın 24.02.2004 tarihinde gerçekleşen tek taraflı kazada vefat etmesi üzerine, müvekkilinin ölenin mirasçılarına 20.05.2008 tarihinde 40.000 TL tazminat ödediğini, bu miktarın davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe ise davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kazada ölen … ‘la araç sürücüsünün kardeş olduklarını, bu nedenle taşımanın hatır ilişkisinden kaynaklandığını, kazada ölenin de ortak kusuru bulunduğunu, ayrıca davada BK 60. maddede öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile Yozgat İcra Müdürlüğünün 2008/6324 Esas sayılı takip dosyasında davalının asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden itirazlarının iptali ile asıl alacak miktarı 40.000 TL ve işlemiş faiz miktarı 840 TL üzerinden takibin devamına, alacak likit ve muayyen olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
../…
– 2 –
2011/10479
2012/10510
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve kardeşler arasında hatır taşımasının olmayacak olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacı … Hesabının davalının maliki olduğu araçta gerçekleşen kazada vefat eden desteğin yakınlarına ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir.
1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 63. maddesi “Üçüncü bir kişinin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar. Ancak Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara rücu eder…” hükmünü içermektedir.
Somut olayda;
Dosyada mevcut SGK Başkanlığı’nın 05.05.2010 tarihli yazısında, müteveffa …’ın Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve ölümü üzerine eşi … ‘a ölüm aylığı maaşı bağlandığı bildirilmiştir. Buna göre mahkemece, ilgili kurumdan müteveffanın yakınlarına bağlanan aylığın rücuya tabi olup olmadığının, rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerinin sorularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmiş olması isabetli değildir.
3-Kaza anında aracı kullanan …, ehliyetsiz olup kaza tek taraflı olarak tamamen sürücünün kusurundan ileri gelmiştir. Ayrıca sürücü ile müteveffa … kardeştirler. Bu durumda müteveffanın kardeşi olan sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilmemesi, hayatın gerçeklerine aykırı olduğundan müteveffanın sürücünün kusuruna bu şekilde ortak olması nedeniyle hükmedilecek tazminattan BK’nun ilgili maddeleri
../…
– 3 –
2011/10479
2012/10510
gereğince hakkaniyete uygun bir indirim yapılması zorunludur. Hal böyle iken, mahkemece bu durum gözardı edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı nette açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 3.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.