YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9942
KARAR NO : 2011/2811
KARAR TARİHİ : 29.03.2011
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 5.İcra Müdürlüğünün 2009/13607 Esas sayılı dosyasından, davacı şirkete ait olan işyerindeki malların 01.06.2009 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu ve davacı şirket ortakları arasında organik bağ bulunduğunu 3.kişi şirketin borçlu şirketin acze düştüğü, icra takiplerine maruz kaldığı döneme denk geldiğini, hacizli malların büyük bir kısmının üzerinde borçlu şirketin unvanının yazılı olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, haciz adresinin davacı 3.kişinin Ticaret Sicilinde belirtilen adres olduğu, borçlu şirketin adresinin farklı olduğu ve ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ edilmediği, davacı şirketin dağıtım yapan bir firma olması nedeniyle borçlu markalı ürünlerin mahalde bulunmasının doğal olduğu ve ortaklardan birinin borçlu şirketin ortağı olmasının davacının sorumlu olmasını gerektirmeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu 01.06.2009 tarihli haciz, takip adresinde yapılmış ve mahalde borçlu şirket markalı koli ve ürünler bulunmuştur.Davacı 3.kişi şirket, borcun doğumundan sonra borçlu şirketin borç kaynağı çekin imzaladığı tarihte bulunduğu adreste borçlu şirket ortakları ile ilgisi bulunmayan şahıslarca kurulmuş, ancak kısa bir süre sonra borçlu şirketin ortağı ve aynı zamanda diğer ortağı Murat Aydın’ın kayınvalidesi …’ya %50 hisse devredilmiştir.
Davacı şirketin delil olarak sunduğu 12 adet 13.03.2009 tarihli faturalar ise … ……‘in şahıs şirketi tarafından düzenlenmiş ise de bu şirketin faturalardaki adresinin 3.kişi şirketin kurulduğu adres olduğu, anılan firma adına alacaklıya verilen tahsilat makbuzlarında ve borç kaynağı çekteki imzaların …’a ait olduğu tesbit edilmiştir.
Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde,davacı 3.kişi şirketin borcun doğumundan sonra borçlu şirketin önceki adresinde önce farklı şahıslar adına kurulup, kısa süre sonra da borçlu şirket ortağı olan kişilere devredildiği, 3.kişi adına düzenlenen faturaların büyük bir kısmının yine borçlu şirket yetkilisinin imzaya yetkili olduğu firmaca kesildiği, bu işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Danışıklı işlemlerin alacaklı yönünden hüküm ifade etmeyeceği açıktır.
Bu durumda, mahkemece davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 29.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.