Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/9925 E. 2011/3069 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9925
KARAR NO : 2011/3069
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 27.285 TL.hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalıların kusur oranına isabet eden miktardan 5.000 TL.nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası tarafından ödendiğini kalan 15.463 TL tazminatın kazada kusuru bulunan davalılardan tahsili için yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tar. Teks. Gıda. Pet. İth. Ltd. Şti vekili zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
Mahkemece toplanan delillere göre sigorta şirketinin zarar bedelinin sigortalısına ödediği tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde davanın açılmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer vermiştir. Maddenin özellikle 2.fıkrasında, ” dava cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir.
BK.nun 60 ve 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin, trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından bir yıl yerine, iki yıl olarak öngörülmesidir.
Dava konusu olayda sigortacının tabi olduğu zamanaşımı, sigorta ettirenin aynı zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi olup, aynı tarihte başlar. Dosya içeriğine göre zamanaşımı 26.9.2005 kaza tarihinde meydana gelmiş, dava ise 2.6.2008 tarihinde açılmıştır. Ancak dava açılmadan önce davacı tarafından 28.11.2006 tarihinde icra takibi başlamıştır. BK.nun 133/2. maddesi hükmü uyarınca, icra takibi zamanaşımını kesen nedenlerden olduğundan, bu tarihte zamanaşımını kesildiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre takip tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Davacı vekili sigortalısına ödediği zarar bedelini zarar sorumluları olan araç maliki ve sürücüsünden tahsili için icra takibi yapmış, davalı … Ltd. Şti.nin itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş davacı tarafından her iki borçlu aleyhine itirazın iptali davası açılmıştır.İtirazın iptali davasının görülebilmesi için borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz etmiş olması dava şartıdır.Süresi içinde yapılmış itiraz ile icra takibi durur. Dosyada mevcut icra takip dosyasına göre davalı …’un itirazına rastlanmamıştır. Mahkemece icra takip dosyası getirilerek davalı …’un icra takibine itirazı olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.