Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/9738 E. 2011/2799 K. 29.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9738
KARAR NO : 2011/2799
KARAR TARİHİ : 29.03.2011

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 3.İcra Müdürlüğünün 2006/14943 Esas sayılı dosyasından, davacıya ait olan işyerindeki malların 05.10.2006 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz borçlunun adresinde ve borçlu … huzurunda yapıldığından, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, verilen red kararı Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 23.10.2008 ve 2007/21893 Esas 2008/16334 Karar sayılı ilamı ile, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının çelişkili olduğundan bahisle bozulmuş, bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda işyerinin davacı tarafından kiralandığı, Vergi kaydının davacı üzerine olduğu ve borçlu ve davacı arasında organik bağ bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu 05.10.2006 tarihli haciz sırasında, hazır olan 3.kişi, istihkak iddiasında bulunmamış ve borçlu dayısı …’yi telefonla haciz mahalline çağırmış, borçlu ise borcu kabul ettiğini beyan etmiştir. İİK’nun 8.maddesine göre icra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğindedir.
Davalı alacaklının delil olarak sunduğu tarafları aynı olan İstanbul 5.İcra Mahkemesinin 2007/173 Esas ve 2007/637 Karar sayılı dosya konusu 10.11.2006 tarihli haciz sırasında da aynı borçlu …’nin haciz adresinde hazır olduğu ve anılan dosyada davacı 3.kişinin açtığı istihkak davasının red edildiği ve Yargıtay 21.Hukuk dairesince onandığı görülmüştür.
Sunulan vergi kaydı, vergi yoklama fişi ve tüm belgelerden 1985 doğumlu borçlunun yiğeni olan davacı 3.kişinin, önceden işçi iken borcun doğumundan sonra borçlu dayısına ait işyerinde faaliyete başladığı, bu işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Danışıklı işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır.
İşyeri devrinin bir an için danışıklı olmadığı düşünülse dahi, işyerinin İİK’nun 44.madde koşullarına uygun olarak devredildiği iddia ve ispat edilmediği gibi, BK’nun 179.maddesi gereğince de işyerini devir alan 3.kişi devraldığı işletmenin borçlarından sorumludur.
Bu durumda, mahkemece davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 29.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.