Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/92 E. 2010/4337 K. 06.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/92
KARAR NO : 2010/4337
KARAR TARİHİ : 06.05.2010

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı müvekkiline ait aracın trafik kazasında ağır şekilde hasarlandığını, davalı şirketin ihbara rağmen hasar bedelinin ödemediğini belirterek şimdilik 400,00 TL’nin olay tarihden ya da dava tarihinden işleyecek ticari faizle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili kaza tutanağında sürücünün tesbit edilemediğinin belirtildiğini, sigortalının kasten ihbar yükümlülüğüne uymadığını, ispat yükünün yer değiştirdiğini hasar miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 22.500 TL tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4489 sayılı yasa ile değişik 2/2 bendindeki faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı …Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı …Ş vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından açılan tazminat istemine ilişkindir.
HUMK.nun 275.maddesi hükmüne göre”mahkeme çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez”
Kara taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2.maddesi hükmü uyarınca “Aracın tam ziyana uğraması halinde sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere hasar anındaki gerçek değeri ödenir. Onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır.” Davalı sigortacı, poliçe limiti dahilinde gerçek zararı karşılamakla yükümlüdür.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında; somut olayda baktığımız da:davalı şirkete kasko sigortalı aracın kaza sonucunda ağır şekilde hasarlandığı ve tam ziya yapılması gerektiği bilirkişi kurulu raporunda belirtilmiş, davalı şirket aracın hasarlı hali ile değeri için kendilerine 20.057 TL teklif edildiğini bildirmiş, bilirkişi raporunda bu sovtaj değeri esas alınarak 30.000 TL 2.el piyasa rayiç değerinden 20.057 TL hurda değerinin mahsubu ile 9.943 TL tazminat tesbit edilmiştir. Davacı vekili tesbit edilen sovtaj bedelinin çok fazla olup, hayatın olağan akışına uygun düşmediğini müvekkilinin aracı hasarlı olarak 5.11.2008 tarihli harici sözleşmeye istinaden 7.500 TL.ye 3.kişiye sattığını bildirmiş, mahkemece davacı vekilinin beyanı doğrultusunda 30.000 TL piyasa değerinden 7.500 TL sovtaj indirimi yapılarak 22.500 TL tazminatın davalıdan tahsili yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Aracın sovtaj bedelinin tesbiti, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konulardan olup hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konulardan olmadığı gibi davacı tarafın aracı 3.kişiye satış bedelide bağlayıcı nitelikte değildir. Bilirkişi raporunda tesbit edilen sovtaj bedelinin uygun görülmemesi halinde bu hususta ek rapor ya da yeni uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, aracın sovtaj değeri hususunda İTÜ ya da Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek 3 kişilik makine mühendisi uzman bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamı gözetilip, önceki bilirkişi raporununda irdelendiği,
denetime elverişli rapor aldırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş Vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … şirketine geri verilmesine 6.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.