Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/8621 E. 2011/4288 K. 03.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8621
KARAR NO : 2011/4288
KARAR TARİHİ : 03.05.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada desteklerinin öldüğünü açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı … için 48.202,13 TL destek, 25000 TL manevi, … için 5011 TL destek, 7500 TL manevi, … için 1737 TL destek, 5000 TL manevi, … için 1000 TL destek, 5000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı … şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olarak) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 48.202,13 TL destek, 15.000 TL manevi, … için 5.011 TL destek, 5.000 TL manevi, … için 1.737 TL destek, 4.000 TL manevi, … için 660,69 TL destek, 4.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı … şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olarak), ıslah edilen kısma ıslah tarihinden
faiz işletilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin ve davalı … şirketi vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile davalı … şirketinden manevi tazminat isteminde bulunmamış olmasına rağmen red edilen manevi tazminat gereği davalı … şirketi lehine hüküm fıkrasının 7. bendinde avukatlık ücreti takdiri doğru olmamıştır.
3-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS’nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/1 nci maddesi hükmü uyarınca sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Dava konusu olayda davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece ıslah edilen bölüm de dahil olmak üzere davalı …’ın kaza tarihinde, davalı … şirketinin ise dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilerek bu tarihlerden itibaren faize hükmedilmek gerekirken, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi isabetli değildir.
4- Davalı … şirketi aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup sigorta genel şartlarının B.2 maddesi 5.fıkrası uyarınca, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde ödemekle yükümlüdür. Davalı … şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmuş olmasına rağmen, hükmedilen maddi ve manevi tazminatların için belirlenen yargılama gideri ve harç miktarlarının tamamından diğer davalılar ile birlikte sorumluluğuna karar verilmesi doğru değil bozma nedenidir.
5-Hüküm fıkrasının 5.bendinde davacılar lehine kabul edilen manevi tazminatlar gereği hükmedilen avukatlık ücretinin hangi davalıdan tahsil edileceğinin gösterilmemesi nedeni ile infazda sorun yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı … şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 7. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, 3 numaralı bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 1-b bendinin hükümden çıkarılarak yerine “davalılardan müteselsilen (davalı … yönünden 9.7.2008 olan kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden ise 1.12.2008 olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) tahsiline ve davacılara verilmesine, 4 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı … şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 ve 3 nolu bentlerinin sonuna “(davalı … şirketinin sigorta bedelinin, hükmedilen toplam maddi tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulmasına)” ibaresinin eklenmesine, 5 numaralı bentte açıklanan nedenle hüküm
fıkrasının 5. bendinin sonuna “davalı …’ dan tahsiline” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,25 TL kalan harcın temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 3.724,85 TL kalan harcın temyiz eden davalı Generali Sigorta A.Ş’den alınmasına 3.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.