YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8039
KARAR NO : 2011/1617
KARAR TARİHİ : 24.02.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalılardan …’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalı …’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılardan … davanın reddini istemiş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece tasarrufun borcun doğumundan önce yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda iptal kararı verilebilmesi için kural olarak borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Bu nedenle borcun hangi tarihte doğduğu ve borcun doğumuna ilişkin hukuksal nedenin kaynağının araştırılması gerekir. Borcun doğumu haksız bir eylemden doğmuş ise haksız eylem tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda davacı alacaklı Hilal Yalım icra takibine Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2005 tarih ve 2004/282-2005/210 sayılı mahkeme ilamını dayanak yapmıştır. Sözü edilen dava dosyasında davacı … … borçlu davalı …’tan
boşanmadan önce birlikte yaşadıkları evden eşi tarafından dövülerek kovulduğunu ayrılırken kendisine ait altınların eşi tarafından zorla alındığını öne sürerek bu altınların aynen iadesini veya değeri kadar paranın kendisine verilmesini talep ederek dava açmış, yerel mahkemece ziynet eşyalarına yönelik talebin red edilmesinden sonra Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.2.2006 tarih 2005/16235-2006/2451 sayılı bozma ilamında bu iddiaların doğru olduğu belirtilerek ziynet eşyaları yönünden de davanın kabul edilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece davaya konu edilen altınların aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde 6.372.60 TL. bedelin davacıya ödenmesine karar vermiştir. Davacı … dava dilekçesinde evden 5 ocak 2003 tarihinde ayrıldığını beyan etmiş, davalı borçlu …’ta terk nedeniyle açtığı boşanma davasında Hilal’in dava açmadan 18 ay önce evden ayrıldığını bildirmiştir. Bu durumda davacı … Yalım’ın hangi tarihte evden ayrıldığının araştırılarak haksız fiilin bu tarihte meydana geldiğinin dolayısıyla borcun bu tarihte doğduğunun kabul edilmesi, belirlenecek bu tarih tasarruf tarihinden önce ise davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya geri verilmesine 24.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.