YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7175
KARAR NO : 2010/9925
KARAR TARİHİ : 22.11.2010
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı … aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazlarını davalı Şirket’e onun tarafından da diğer davalı Recep Can’a ve bu davalı tarafından da davalı …’e satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya dayanak icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davadan ve takiplerden sarfınazar edildiği ve davalı taşınmazların TMSF kararı ile bu Kuruma devredildiği bu nedenle de davanın konusunun kalmadığı gerekçesi ile esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan davacı vekilinin 30/03/2008 tarihli dilekçesinde, TMSF Fon Kurulu Başkanlığı’nın 06.10.2004 tarih ve 510 sayılı kararı ile davalı …’e satışı gerçekleşen dava konusu gayrimenkulün, Akdeniz Turizm Yat ve Gemi Proje İnşaat Paz. AŞ’ye devrinden itibaren Satış işlemlerinin iptali istemli davadan haktan feragati tazammum etmemek üzere sarfınazar edildiğini belirtmesi ve 11/06/2008 tarihli celse tutanağında yine davadan, haktan feragati tazammum etmemek koşulu ile sarfınazar edildiğini vurgulaması üzerine davalı vekillerinin davanın esasına girilerek reddini talep ettikleri görülmüştür.
HUMK’nın 185. maddesinin 1. bendine göre davalının rızası olmaksızın davacı davasından sarfınazar edemez. Somut olayda davalılar da davacının yukarıda açıklandığı şekilde davadan vazgeçmesini açıkça kabul etmediklerini ve davayı takip ettiklerini beyan etmiş olmalarına göre davalılar yönünden davaya bakılıp, toplanan kanıtlarla oluşacak sonuç doğrultusunda ve Danıştay 13. Daire Başkanlığında bulunan 2007/14856 esas sayılı dosyasının sonucu da değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, HUMK’nın 185. maddesinin 1. bendi nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’e geri verilmesine 22.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi