Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/70 E. 2010/2102 K. 09.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/70
KARAR NO : 2010/2102
KARAR TARİHİ : 09.03.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kasko sigortacısı olduğu aracın, davalıların murisine çarptığı ve murisin hayatını kaybettiğini bu kazada sigortalı aracın da zarar gördüğünü ve hasar bedelinin müvekkilince sigortalıya ödendiğini, ileri sürerek, 3.210,12 TL’nin davalı mirasçılardan rücuan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın 2 yıllık zamanaşımından sonra açıldığını, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, muris yönünden ceza zamanaşımının uygulanamayacağı, davanın 2 yıllık zamanaşımı içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK’nun 1301.maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı … sigorta ettirene ödeme yapmakla, zarar sorumlulularına karşı sigorta ettirenin yerine geçer. Bu nedenle sigortacının tabi olduğu zamanaşımı, sigorta ettirenin, zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabidir ve aynı tarihte başlar. Dosya içeriğine göre, kaza 12.12.2006 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 13.3.2009 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı yasanın 109/1.maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, 2918 sayılı yasanın 109/2.maddesi uyarınca, maddi tazminat istemine ilişkin dava-
larda, dava konusunun cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde bu sürenin uygulanacağı belirtilmişi olup, somut uyuşmazlıkta kaza sonrasında bir kişinin hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Madde kapsamından, bu sürenin maddi tazminat isteminde bulunabilecek her iki taraf için de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. O halde uygulanması gereken zamanaşımı süresi, ceza zamanaşımı süresi olup, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 9.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.