Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/6974 E. 2011/326 K. 24.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6974
KARAR NO : 2011/326
KARAR TARİHİ : 24.01.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıya ait, müvekkili şirkete trafik sigortalı aracın, ehliyetsiz olarak kullanımı sırasında meydana gelen kaza sonucu, hasara uğrayan karşı araç malikine 4.000.00 TL tazminat ödendiğini belirterek, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.c maddesi uyarınca, bu meblağın ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davalının ikametgâhı ve kazanın meydana geldiği yer olan Elbistan Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Elbistan Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Zarar sorumlularına karşı ödemede bulunan sigortacının, kendi âkidi olan sigorta ettirene veya halefiyet ilkesi uyarınca üçüncü kişilere karşı açacağı rücu davalarında yetkili mahkeme HUMK.’nun 9. ve 21. maddelerine göre belirlenir. Bu yetki kurallarından hiç biri, kamu
düzenine ilişkin ve kesin yetki kurallarından değildir. Dolayısıyla, HUMK.’nun 23. maddesi uyarınca, yetkisiz mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse, esasa girilmezden evvel bu hususta bir itirazda bulunmazsa, o mahkemenin yetkisini kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, davalı tarafından usulüne uygun şekilde davaya cevap verilmediği gibi ilk duruşmayada katılmamış ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmamıştır. O halde mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.