Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/6869 E. 2011/986 K. 10.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6869
KARAR NO : 2011/986
KARAR TARİHİ : 10.02.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada tamamen yandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 30.000 TL.nin davalıya başvuru tarihinden işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, olayın şaibeli olduğunu, kazanın oluş şeklinin ihbar edildiği şekilde gerçekleşmediğini, doğru ihbar mükellefiyetine uyulmadığını, hasarın teminat kapsamında olmadığını, tazminatın fahiş olduğunu, araç üzerinde rehin olduğundan davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesin süreye rağmen davacı tarafca bilirkişi ücreti ve posta masrafları karşılanmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
TTK.nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir. Sigorta ettiren ancak sigortalı malın dain ve
mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat istemek hakkına sahip olur. Taraf (husumet) ehliyeti yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecek hususlardandır.
Somut olayda, yargılama aşamasında sigortalı araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan Türkiye … Bankası A.Ş … şubesinin 12.3.2008 tarihli yazısı ile hasar bedelinin anılan sigorta şirketi tarafından bankalarına ödenmesi kaydıyla davaya muvafakat ettikleri belirtilmiştir. Şarta bağlı muvafakatın geçerli olduğu kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece dain ve mürtehin sıfatı bulunan Türkiye … Bankası A.Ş … Şubesinin açık ve şartsız muvafakatı bulunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.