Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/6658 E. 2011/1152 K. 14.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6658
KARAR NO : 2011/1152
KARAR TARİHİ : 14.02.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu … aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı …’a onun tarafından …’a onun tarafından da …’e satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taşınmazın satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı ve taraflar arasında irtibat bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davalı borçlu …, takip dayanağı sözleşmenin asıl borçlusu … Tekstil Yıkama Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nin %50 payına sahip ortağıdır. Davalı 3. kişi … ise adı geçen şirkete dosya içerisine sunulan çeklerin keşidecisi … Kimya Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nin ortağıdır. Bu hususa ilişkin ticaret odası kaydı da dosyaya ibraz edilmiştir. Hal
böyle olunca davalı borçlunun ortağı olduğu borçlu … Tekstil Yıkama Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ile davalı …’ın ortağı olduğu … Kimya Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve ticari ilişki mevcut ise ne zaman başladığı ile bu ticari ilişkiden dolayı davalı 3. kişi …’ın davalı borçlu …’in içinde bulunduğu durumu bilip bilemeyeceği hususları üzerinde durulmalı İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceği ( Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ) değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.