Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/5016 E. 2010/7481 K. 30.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5016
KARAR NO : 2010/7481
KARAR TARİHİ : 30.09.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı, davalıya ait aracın karıştığı kazada dava dışı 3.kişi aracının hasarlandığını, zarar gören 3.kişiye 1.672 TL hasar bedelinin ödendiğini, kazanın sorumlusu olması sebebiyle davalı aleyhine Adana 12.İcra Müdürlüğünün 2008/5643 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ZMMS sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nun 95.maddesine göre “sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir”. Tazminatı gerektiren olay, motorlu aracın KTK’nun 39 ve onu izleyen hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmişse, sigortacı 3.kişilerin bu olay sebebiyle oluşan zararlarını karşıladıktan sonra kendi akidi olan sigorta ettirenden ödediği miktarı sürücünün kusuru oranında rücuan geri alabilecektir. KTK’nun 95.maddesi düzenlemesi, ZMMS Genel Şartlarının 4/C maddesinde de poliçeye aksettirilmiş bir hüküm olarak yer almaktadır.
Herne kadar mahkemece, dava dilekçesinde, delil dilekçesinde hangi maddi vakıaya dayanılarak sigortalıya rücu
Edildiği belirtilmeden KTK’nun 95/2.maddesindeki hallere dayanılmadan soyut olarak davalının kazanın sorumlusu olması nedeniyle davalıya rücu edildiğinden söz edilerek dava açıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesi içeriğinden davacı sigortacının kendi sigortalısından rücuan tazminat talebinde bulunduğu, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ekspertiz raporunda davalı sigortalının ehliyetinin yetersiz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davacıya dava dilekçesini ve KTK’nun 95.maddesi ile Trafik Sigortası Genel Şartlarının 4/C maddesinde düzenlenen hallerden hangisine dayanıldığını açıklattırması, davalının sürücü belgesinin okunaklı bir örneğini getirtilerek, davalı sigortalının yeterli ehliyetnameye sahip olup olmadığının tesbiti ile sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.