YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4837
KARAR NO : 2010/6179
KARAR TARİHİ : 01.07.2010
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3. kişi vekili, Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2008/8002 sayılı takip dosyasında, 13.06.2008 tarihinde, müvekkiline ait işyerinde haczedilen malların davalı borçludan satın alındığını, mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması ile %40 tazminat talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, mahcuzların borçluya ait olduğunu, işyerinin borçludan devir alındığının borçlu şirket vekilince haciz sırasında beyan edildiğini savunarak istihkak iddiasının reddini istemiş, borçlu ile 3. kişi arasındaki satış işleminin müvazaalı olduğunu ileri sürerek satışın iptali ile tazminat talep etmiştir.
Davalı borçlu …, işyerini içindeki bütün makineler ile birlikte 3. kişiye devrettiğini savunmuştur.
Mahkemece, haczin takibe konu bono üzerindeki borçlunun adresinde yapıldığı, işyerinin borçludan devir alındığının haciz sırasında belirtildiği, çalışanların ise işyerinin borçluya ait olduğunu beyan ettikleri, işyeri devri sözkonusu olsa bile 3. kişinin borçlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı 3. kişinin istihkak davasının reddine, davalı-karşı davacı alacaklının tasarrufun iptaline yönelik davasının kabulü ile satışın iptaline karar verilmiş, hüküm, davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. Kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)İstek, İİK’nun 96. Vd. Maddelerine dayalı olarak 3. kişinin açtığı istihkak davası ile davalı alacaklı tarafından İK’nun 97/17 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Mahkemece, karşılık tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de borçlunun yaptığı tasarrufun, alacaklının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesi gerekirken satışın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne varki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendindeki “satış işleminin iptaline” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine “borçlunun yaptığı tasarrufun, alacaklının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3. kişiden alınmasına 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.