YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4532
KARAR NO : 2010/7408
KARAR TARİHİ : 28.09.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 28.9.2010 Salı günü davacılar vekili Av. … geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, plakası belirlenemeyen aracın çarpması sonucunda müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile toplam 43.870,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacıların desteği, plakası belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucunda hayatını kaybetmiş olup, mahkemece kusur oranlarının tespiti yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın % 80, araç sürücüsünün % 20 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş, bu oranlar dikkate alınarak belirlenen tazminat tutarı doğrultusunda, dava dilekçesi ıslah edilmiş ve davanın
kabulüne karar verilmiş ise de, davacılar vekili, belirlenen kusur oranına itirazda bulunmuştur. Kaza 16.08.2008 tarihinde saat 00.15’te meydana gelmiş olup, olaydan hemen sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında yer alan krokide, müteveffanın emniyet şeridi dışında olduğu, araç dikiz aynasının da yol dışına düştüğünün tespit edilmiştir. Dosya kapsamından müteveffanın kaza anında 3,31 promil alkollü olduğu da anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda, bölünmüş yolda dikkatsizce bulunan alkollü yayanın % 80 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, kazanın nasıl meydana geldiğine ilişkin görgü tanığı olmadığı gibi, müteveffanın ve araca ait parçaların bulunduğu nokta dikkate alındığında, kazanın yolun dışında meydana gelip gelmediği, yeterince tartışılmamıştır. Kaza sonrası düzenlenen kroki ile, hükme esas alınan bilirkişi raporu birbiri ile çelişkilidir.
O halde mahkemece, tutanak tanıkları dinlendikten sonra, kazanın meydana geliş biçimi ve kusur oranlarının belirlenmesi için İTÜ’nde kusur, konusunda uzman bilirkişilerden seçilecek heyetten alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.