Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/4522 E. 2010/9919 K. 22.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4522
KARAR NO : 2010/9919
KARAR TARİHİ : 22.11.2010

MAHKEMESİ : Bakırköy Asliye 3. Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Şirket ve şirket ortağı … aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını ileri sürerek borçlu şirket ortağının, dava konusu taşınmazını davalı kayınbiraderi Murat’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini ancak taşınmaz dava dışı 4. kişiye devredilmiş olduğundan davalı …’ın devir tarihindeki gerçek bedel ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı borçlu şirket ve ortağı İsmail usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taşınmazın ilk satışının tarafları davalılar İsmail ve Murat arasında, enişte-kayınbirader ilişkisinin bulunmasından dolayı davalı …’ın borçlunun amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle iptalinin gerektiği ancak taşınmazın elden çıkarılmış olması nedeniyle davalı …’ın taşınmazı elden çıkardığı değeri ile (alacak ve ferileriyle sınırlı olarak) sorumlu tutulmasına karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalılar arasındaki akrabalığın İİK’nın 278/1 maddesinde belirtilen derece bulunmasına ve bu derecedeki akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalı …’ın eniştesi olan …,’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK. 280/II) göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının, davacının icra takibinde faiz istemiş olması halinde, alacağına faiz gibi feriler de ekleneceğinden davacı tarafın asıl alacak ve ferilerinden ibaret olan alacağına ikinci kez faiz yürütülmesi de doğru olmayacağından tasarrufun iptaline davalarında bedele dönüşen davada hükmedilecek tazminata faiz yürütülmesinin mümkün olmamasına göre de davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir.
Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri dava dilekçesinde de belirtilen alacak miktarından daha fazladır. Bu durumda karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerin esas alınması doğru görülmemiştir. Ne var Ki bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan ”5.130” ibaresinin çıkarılarak yerine “976” ibaresinin, 4 nolu bendinde yer alan ”9.000” ibaresinin çıkarılarak yerine “2.170” ibaresinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 4.360,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.