Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/4362 E. 2011/344 K. 24.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4362
KARAR NO : 2011/344
KARAR TARİHİ : 24.01.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu … aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlardan 135 parseli kızına onun da amcası …’a satışı ile 205 parseli amcasının oğlu olan davalı …’a satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ve davalı … vekili ile davalı … davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 135 parselde satışların yakın akrabalar arasında gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne 205 parselde ise amcaoğlunun kanunun belirttiği derecede akrabalardan olmadığı ve satışta bedeller arasında fahiş fark bulunmadığı ayrıca davalı 3. kişi …’un taşınmazı satın aldıktan sonra üzerine bina ve tesisatlar yaptığı bu nedenle satışın gerçek ve geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, reddedilen parsel yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre
iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Somut olayda mahkemece davalı 3. kişi amcaoğlunun, kanunun aradığı derecede yakın akrabalardan olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. İİK’nın 280/I fıkrasında malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği belirtilmiştir. Borçlunun amcasının oğlu bu kapsamda davalı borçlunun alacaklısına zarar verme kastını bilen veya bilebilecek durumda olan kişilerden olup mahkemece bu husus nazara alınarak davalı …’a satılan taşınmaz açısından da davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Kabule göre de tasarrufun iptal edildiği taşınmaz için yargılama sırasında konulan ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK’nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati kararın kesinleştiği tarihle sınırlandırması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/01/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.