Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/321 E. 2010/2617 K. 23.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/321
KARAR NO : 2010/2617
KARAR TARİHİ : 23.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalılardan … vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.3.2010 Salı günü davacı … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı borçlu … alacaklısından mal kaçırmak amacıyla …, …, … Mahallesi, 703 Ada, 236 parselde kayıtlı taşınmazını 13.7.2004 tarihinde davalı …’a sattığını belirterek tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı … dava konusu taşınmazı kredi temin etmesi için emaneten davalı …’a devrettiğini, para almadığını, taşınmazın kendisine ait olduğunu, kredi temin edilemediğini, tedbir kararı nedeniyle Mehmet’in tapuyu geri veremediğini belirtmiştir.
Davalı … vekili, taşınmazı iyiniyetle ve 21.000 TL bedelle aldıklarını, oğlu kullanmadığından borçlunun taşınmazda kiracı olarak oturduğunu takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın İİK.nun 278/III-2 madde gereğince değerinin pek altında satıldığı, taşınmazın halen borçlu ve borçluya ait kiracılar tarafından kullanılması, davalı …’nın İİK.nun 280.madde gereğince borçlunun mali durumunu ve zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın
kısım kabulü ile davaya konu davalı borçlu … tarafından diğer davalı …’a satılan …, …, … Mah. 703 Ada, 236 parsel nolu taşınmazın takip konusu borca yeter miktarda ancak dava dilekçesi ile talebin 21.000 TL olarak sınırlandırılmış olması nedeniyle bu miktarı aşmaması kaydıyla tasarrufun iptaline, cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1- İİK.nun 278/III-2 madde gereğince tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeliyle gerçek bedeli arasında en az bir misli farkın olması gereklidir. Somut olayda bilirkişi tarafından 29.200,00 TL değer biçilen taşınmaz tapuda 21.000,00 TL’ye satılmıştır. Bedeller arası misli fark bulunmadığından tasarrufun İİK.nun 278/III-2 madde gereğince iptal edilmesi isabetli değildir. Ancak taşınmazın halen borçlu ve borçlunun kiracıları tarafından kullanılıyor olması hayatın olağan akışını uygun olmadığından ve dosya kapsamından davalı …’ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere (İİK.nun 280/1) delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İİK.nun 283/1 maddesi gereğince davacı iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisi elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde davalılar arasındaki 13.7.2004 tarihinde yapılan tasarrufun iptalini talep etmiş dava değeri olarak da tapudaki satış bedelini, harca esas olmak üzere 21.000,00 TL olarak göstermiştir. Söz konusu değer harca esas değer olup talep miktarı olmadığından hüküm fıkrasında, tasarrufun 21.000 TL ile sınırlandırılmış olması ve harcın bu değer üzerinden hesaplanması doğru değil, bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hüküm fıkrasının (1) ve (2) bendinin düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.bendindeki “.. borca yeter miktarda ancak dava dilekçesi ile talebin 21.000 TL olarak sınırlandırılmış olması nedeniyle bu miktarı aşmamak kaydı ile …” ibaresinin çıkarılarak yerine “.. Alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak…” ibaresinin 2. bendindeki “.. 1.134,00 TL..” ibaresi çıkarılarak yerine ” 1.576,80 TL” “850,50 TL..” ibaresinin çıkarılarak yerine ” 1.293,30 TL…” ibarelerinin yazılarak hükmün HUMK’nun 438/VII maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 750.00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 961,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.