Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/278 E. 2010/754 K. 04.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/278
KARAR NO : 2010/754
KARAR TARİHİ : 04.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Süleyman ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili davalılardan Rasim ve …’in müvekkiline olan vergi borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında amme alacağının tahsilini engellemek amacıyla kendilerine babalarından kalan 516 ada 1 sayılı parseldeki paylarını davalılardan Şükrü ve …’a, şirket paylarını ise diğer davalılar … ve …’a sattıklarını öne sürerek yapılan satışların iptalini talep etmişler, taşınmazı borçlulardan satın alan … davaya dahil edilmiştir.
Davalılardan Şükrü ve …, iyi niyetle bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldıklarını, davalı … ise taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, borçluların vergi borcundan haberi olmadığını savunarak davanın reddini istemişler, diğer davalılar cevap vermemiştir.
Mahkemece satışların vergi borcunun tahsilini engellenmesi amacıyla yapılması nedeniyle davanın kabulüne, davaya konu 516 ada 1 sayılı parseldeki 1332/5618 payın satış işlemlerinin iptaline ve bu payların … ve … adına tapuya tesciline, şirket hisselerinin devrine
ilişkin işlemlerin iptaline bu hisselerin 2000 payının …’e, 1000 payının …’e iadesine karar verilmiş; hüküm, davalılardan Şükrü ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 sayılı AATÜHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iPtali istemine ilişkindir. Anılan yasanın 25.maddesi gereğince borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı bir başka kişiye devrederse alacaklı, devir yapılan kötüniyetli dördüncü kişilere karşı da iptal davası açabilir. Buradaki “kötüniyetli dördüncü kişiler” iptal davasına konu malı, borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerdir. Kötüniyetin ispatı davacı alacaklıya aittir. Kanunun 31.maddesi hükmünce 27, 28, 29 ve 30.maddelerde sözü edilen tasarruf ve muameleden faydalanan üçüncü kişi şayet elde ettiğini elden çıkarmışsa elden çıkardığı tarihteki rayiç bedeliyle takip konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak sorumludur. Somut olayda temyiz eden davalılar Şükrü ve … dava konusu taşınmazı borçlu davalılar Sinan ve …’den doğrudan satın almış değildirler. Taşınmaz borçlular ve diğer paydaşlar tarafından önce davalılardan …’a satılmış, onun tarafından da davalılar Şükrü ve …’a satılmıştır. Şükrü ve … hakkında 6183 sayılı yasanın 28. maddesinin uygulama yeri bulunmadığından haklarındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduklarının davacı alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Dosyada bulunan delillerden davalılar Şükrü ve Süleyman’ın kötüniyetli olduklarının kabulü mümkün değildir. Bu durumda davalılar Süleyman ve … yönünden davanın reddine, borçlu ile hukuki muamelede bulunan davalı …’ın ise borçlu davalıların taşınmazdaki payları oranında taşınmazı elden çıkardığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek değerini geçmemek kaydıyla ve de alacak ve fer’ileriyle sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davalılar Şükrü ve … yönünden de tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Kabule göre de tasarrufa konu edilen 516 ada 1 sayılı parselin 1332/5618 payı borçlu davalılar ile dava dışı diğer paydaşların iştirak halinde mülkiyetinde olduğu halde borçlu davalıların payı belirlenmeden satış işleminin tamamının iptaline karar
verilmesi ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken taşınmazın tapu kaydının iptali ile satış işlemini yapan kişiler adına tapuya tesciline karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Süleyman ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Süleyman ve …’a geri verilmesine 4.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.