Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/233 E. 2010/4545 K. 13.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/233
KARAR NO : 2010/4545
KARAR TARİHİ : 13.05.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 7.002,17 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunu belirterek bu meblağın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı BİGSAŞ vekili, kazaya karışan aracın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı EGO Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kusuru ve hasarı kabul etmediğini, BK.55.maddesine göre müvekkilinin sürücü …’yı seçerken ve denetlerken büyük özen gösterdiğini, hasardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 7.002,17 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı BUGSAŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı BUGSAŞ’ın davacıya kasko sigortalı araca çarparak, zarar veren aracı kiralama protokolü gereğince dava dışı EGO Genel Müdürlüğü’nden uzun süreliğine kiralaması ve diğer davalı sürücü …’nın davalı şirket elemanı olarak çalışması nedeniyle işleten ve adam çalıştıran sıfatı ile sorumluluğunun bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, TTK’nun 1301.maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
HUMK’nun 275.maddesi hükmü uyarınca “mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir”.
Hükme esas alınan 18.5.2009 ve 28.9.2009 tarihli raporları düzenleyen bilirkişi Elektrik Yüksek Mühendisi ve hukukçu olup trafik kazalarında kusur ve hasar konusunda ne gibi bir uzmanlığı olduğu dosya kapsamından anlaşılmadığı gibi özellikle davacıya sigortalı araçta bu kaza nedeniyle oluşan hasar miktarının tesbiti yönünden hiç inceleme, değerlendirme yapılmamış, dosyada bulunan ekspertiz raporu ve servis faturasından bahsedilmekle yetinilmiştir. Taraflara izafe edilen kusur oranları konusunda da bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum yada kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan davaya konu trafik kazası nedeniyle tarafların kusur oranları ve davacıya sigortalı araçta meydana gelen hasar miktarı yönünden rapor aldırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik ve yetersiz, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı BUGSAŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı BUGSAŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı BUGSAŞ’a geri verilmesine 13.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.