YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1845
KARAR NO : 2010/3516
KARAR TARİHİ : 15.04.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan …’in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını ancak borcunu ödememek amacı ile diğer davalıya muvazaalı olarak borçlanarak icra takibi yaptırdığını öne sürerek muvazaalı icra takibi ve dayanağı senede ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davalılar arasıdaki icra takibi ve borçlanmaya ilişkin senedin muvazaalı olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davalıların kötü niyetle hareket ettiklerinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı alacaklı … borçlu davalı …’nın diğer davalı …’a muvazaalı olarak borçlandığını öne sürerek dava açmıştır. Davalılardan … 29.09.2003 tarihinde diğer davalı … aleyhine icra takibi başlatmış, borçlu … bu icra takibi nedeniyle kendisine çıkarılan ödeme emrini aynı gün elden tebellüğ ederek yasal sürelerden vazgeçmiş ve takip aynı gün alacaklı davacı …’ın yapmış olduğu icra takibinin kesinleşmesinden bir gün önce kesinleştirilerek borçlunun maaşına haciz konulmuştur. Bu durum hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde alacağının kaynağının diğer davalı …’nın babasına vermiş olduğu borç paranın kendisine iade edilmemesi nedeniyle babasının borcuna karşılık olarak kendisinden alınmış teminat senedi olduğunu savunmasına karşılık takibe konulan senette senet bedelinin nakden alınan para olarak gösterilmesi de davalının savunmasını doğrulamamaktadır. Bu nedenle davalılar arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunun anlaşılması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün yukarda açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.