Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/167 E. 2010/4348 K. 06.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/167
KARAR NO : 2010/4348
KARAR TARİHİ : 06.05.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı davalıya ait aracın, 140 promil alkollü olan davalı yönetiminde iken karıştığı kazada 3.kişiye ait aracın hasarlandığını, zarar gören aracın sahibine 1.997,22 TL hasar bedelinin ödendiğini, olayın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini belirterek 1.997,22 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin olayda kusurunun bulunmadığını kaza tesbit tutanağında ve tesbit bilirkişi raporunda izafe edilen kusur oranlarının dahi doğru olmadığını dava dışı aracın sürücüsünün sola dönüş kurallarına uymadan sağ şeritten sinyal vermeden aniden sol şeride geçmek suretiyle müvekkilinin aracının önünü kapattığını, müvekkilinin bu aracın sol arka kapı altı ve çamurluk kısımlarından çarpmak zorunda kaldığını, olayın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.248,27 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ZMSS sözleşmesinden kaynaklanan ve sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısı aleyhine açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
ZMSS Genel Şartlarının A-1 maddesinde sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 95/2 maddesi ZMSS Genel Şartlarının B-4 maddesi hükmü uyarınca sigorta şirketi tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir.
Taraflar arasındaki ZMSS Genel Şartlarının B.4.d maddesi gereğince sigorta şirketinin kendi sigortalısından kazaya karışan 3.kişi aracı için ödediği tazminatı talep edebilmesi için sigortalı veya sürücüsünün salt (münhasıran) alkolün etkisi ile kazaya neden olması gerekir. Böyle bir durumun varlığını ispat yükü sigorta şirketine düşmektedir. Bu nedenle sürücünün aldığı alkolün arası da doğrudan doğruya sonuca etkili değildir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinden rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda davacının 3.kişi aracı için ödediği tazminatı sigortalısından talep edebileceğinden davanın kabulüne, aksi halinde ise reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
Yukarıdaki ilkeler ve açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; davacı sigorta şirketi, alkollü olarak araç kullandığı sırada 3. kişi aracı ile çarpışarak bu araca zarar veren siortalısı davalı …’dan zarar gören dava dışı araç için ödediği 1.997,22 TL’sını talep etmiştir. Olaya ilişkin düzenlenen kaza tesbit tutanağında davalı sigortalının arkadan çarpma kuralını ihlal etmekten %80 dava dışı aracın sürücüsünün sola dönüş kurallarına uymadığından %20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece hükme asas alınan 6.5.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalı sigortalının alkollü olması sebebiyle dikkate ve refleksinin zayıfladığı, sağ şeritten sol şeride geçerek yavaşlayan diğer aracı geç fark ettiği buna çarpmamak için sola direksiyon kırdığı ancak aracının sağ ön tarafı ile diğer aracın sol arkasından çarptığı arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği ve olayda %50 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer aracının sürücüsü dava dışı …’in sol şeridi kontrol etmesi, bu şeritte seyreden aracın önüne kapatmamak için bu aracın geçmesini beklenmesi gerekirken bunlara riayet etmediği, doğrultu değiştirme kurallarına uymadığı bu nedenle %50 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, mahkemece davalı sigortalı sürücünün %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek bu kusur oranına isabet eden tazminat ile sorumluluğuna karar verilmiştir.
Mahkemece aralarında noroloji uzmanı bulunmayan bilirkişi kurulundan rapor alınması, eksiklik ise de olayda 3.kişi sürücünün de kusurlu olması, münhasıran alkolün etkisini ortadan kaldıran bir durumdur. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine 6.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.