Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/1391 E. 2011/3086 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1391
KARAR NO : 2011/3086
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili,müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.000,00 TL.sı tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini, kazanın alkollü sürücü tarafından kullanıldığı halde davacı tarafından kullanıldığının belirtildiğini, sürücü değişikliği yapıldığını, hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı sigortalının gerçeğe aykırı beyanda bulunması nedeniyle ispat yükünün yer değiştirdiğini, davacının hasarın kasko sigortası teminatı içinde kaldığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir TTK.nun 1282 nci maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1281 nci maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.Ancak sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Davacı tarafından dava konusu kazaya ilişkin olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ve diğer belgelerin davalı … şirketine bildirilmesinden sonra davalı … şirketi tarafından sigorta teminatının ödenmemesi üzerine işbu dava açılmıştır. Davalı vekili, sürücü değişikliği yapıldığını,asıl sürücünün alkollü olduğunu iddia etmiştir.Bu konudaki ispat külfeti M.K.’nun 6 ve TTK.nun 1281/2.maddeleri uyarınca davalı … şirketine aittir.Kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün davacı … olduğu belirtilmiş, alınan alkol raporuna göre alkollü olmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece ifadelerine başvurulan kaza tespit tutanağını düzenleyen tutanak mümziileride tutanak içeriğinin doğru olduğunu beyan etmişlerdir. Kaza tespit tutanağı aksi ispat edilene kadar geçerli resmi belge niteliğindedir.Davalı vekili sürücünün davacı olmadığını belirtmiş ise de delil olarak sigorta şirketi tarafından alınmış tek taraflı delil niteliğinde bulunmayan belgelere dayanmış, tutanak içeriğinin aksini ispata yarar somut deliller ileri sürmüş değildir.Ayrıca davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde bildirdiği sabit olmamıştır.
Açıklanan nedenle mahkemece kaza tespit tutanağının aksinin ne şekilde kanıtlanmış olduğu,rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetinin kasten yerine getirilmediği veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde imiş gibi ihbar edildiği ve ispat yükünün yer değiştirdiği, kazanın davalı … şirketinin iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde dahi teminat dışı olduğunun somut delillerle kanıtlanması gerektiğinden mahkemece davalı vekili tarafından bildirilen deliller toplanıp, tanıklarının beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.