Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/1329 E. 2011/809 K. 04.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1329
KARAR NO : 2011/809
KARAR TARİHİ : 04.02.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili müvekkiline ait, davalı şirkete trafik sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında…plakalı karşı araçta meydana gelen hasarın davalı tarafından ödendiğini, ödenen miktarın davacının kaza sırasında alkollü olduğu gerekçesiyle davalı … tarafından rücuen tahsili amacıyla müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını belirtip, kaza sonrası yapılan alkol ölçümünün doğru olmadığını, müvekkilinin sürüş yeteneğini kaybedecek derecede alkollü olmadığını ve kazanın alkolün etkisi ile meydana gelmediğini belirterek, davacının borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalının kötü niyetli olması nedeniyle tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının kaza sırasında alkollü ve kusurlu olduğunu bildirip, kazanın davacının alkollü olması nedeniyle meydana geldiğini belirterek davanın reddiyle, icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere, tüm dosya kapsamına ve Yargıtay bozma ilamına göre olayın davacının alkollü olarak araç kullanması nedeniyle meydana gelmiş olmasına ve bu durumun kazanın oluşunda tek başına etken olmasına nazaran sözleşmeye aykırılık oluşturmasından dolayı davanın reddine, dava miktarı 2.819,30 TL üzerinden %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat nedeniyle yapılan icra takibinde, davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4-d maddesinde, kazanın sürücünün alkollü içki almış olması nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş bulunmasından dolayı meydana gelmesi halinde, sigortacının ödediği tazminatı sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Sürücünün alkollü olması rücu koşullarının oluşması için tek başına yeterli değildir, kazanın, münhasıran sürücünün aldığı alkolün etkisinden kaynaklanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğu, dava dışı diğer araç sürücüsünün de % 25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda Dairemizin bozma ilamında belirtilen ilkeler gözönünde bulundurularak kazanın meydana gelmesinde salt alkolün etkisinden söz edilemez.
O halde mahkemece, açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.