YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12884
KARAR NO : 2011/5048
KARAR TARİHİ : 20.05.2011
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, Kadıköy 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/21630 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2010/1152 Talimat sayılı dosyasında 16.03.2010 günlü haczin, borçludan mahkeme kararı ile boşanmış bulunan davacının konutunda yapıldığını, yediemininin beyanlarının ve üçüncü kişi vekili sıfatı ile telefonda yönelttiği beyanların dikkate alınmadığını, haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek haczin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda: “dava konusu haczin, asıl takip dosyasından yazılan talimat üzerine bildirilen adreste yapıldığı, icra memurunun yaptığı haciz işleminde usulsüzlük görülmediği“ gerekçesi ile şikâyetçinin yasal hakları saklı kalmak kaydı ile şikâyetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinde, her ne kadar haciz işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu iddiası ile iptali istemi ileri sürülmüşse de; dilekçe içeriğinden uyuşmazlığın, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü “istihkak” iddiasına ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.
HUMK’nun 76. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Bu ilke ışığında uyuşmazlığın, 3. kişinin istihkak davasına ilişkin olduğunun kabulü ile İİK’nun 97/11. maddesi hükmünce, genel hükümler ve basit yargılama usulü uygulanması, bu bağlamda öncelikle takip konusu alacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden, Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken nispi karar ve ilam harcının 1/4’ünün başlangıçta alınması, HUMK’nun 509. 510. maddelerine uygun uyarılı davetiye ile tarafların duruşmaya çağrılması, tüm delillerin toplanmasından sonra da işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmayarak, davanın şikayet başvurusu olarak kabulü ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 20.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.