Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/12872 E. 2011/232 K. 20.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12872
KARAR NO : 2011/232
KARAR TARİHİ : 20.01.2011

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, Adana 11.İcra Müdürlüğü’nün 2009/3238 Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca, Dörtyol İcra Müdürlüğü’nün 2009/528 Talimat sayılı dosyasında yapılan 22.04.20098 günlü hacze konu menkullerin davacıya ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, bekar olan borçlunun ailesi ile yaşadığını ve hacizden kısa bir süre önce Adana 9. Noterliği’nce düzenlenen 13.03.2008 günlü imza sirkülerinde de haciz mahallini adresi olarak gösterdiğini,mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olması nedeni ile karinenin aksini ispat yükünün üçüncü kişiye düştüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “borçlu ve davacının baba oğul olduğu, ancak uzun süredir ayrı yaşadıkları, borçlunun uzun yıllardır Adana’da yaşadığı, mahcuzların davacıya ait olduğu kanaatine varıldığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nnu 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haczin uygulandığı adres 22.04.2009 günlü haciz tutanağında …,…,… olarak gözükmektedir.İlgili Muhtarlık, üçüncü kişinin aynı yer No: … adresinde ikamet ettiğini, … adresinde ise takip ve haciz tarihleri arasında …’un ikamet ettiğini belirtmektedir.
Öte yandan takip borçlusu … adına gönderilen ödeme emri yine haciz tutanağında geçen … adresinde “muhatabın çarşıda olması nedeni ile birlikte sürekli çalışan işçisi … imzasına” 26.05.2009‘da tebliğ edilmiştir.
Bu durumda yapılması gereken iş öncelikle,haczin uygulandığı kapı numarasına ilişkin tereddüdü gidermektir. Bunun için de hacze katılan icra memurunun tanıklığına başvurup, kolluk aracılığı ile de mahallinde araştırma yaptırılmalıdır.
Bundan sonra, takip borçlusu …’ın resmi makamlara bildirdiği ve fiili olarak kullandığı adresler de belirlenerek haciz adresi ile karşılaştırılmalı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunu tayin edip, ispat yükü açısından sunulan delillerin değerlendirilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen hususlar araştırılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 20.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.