Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/12855 E. 2011/5050 K. 20.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12855
KARAR NO : 2011/5050
KARAR TARİHİ : 20.05.2011

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4218 sayılı takip dosyasında trafik kaydına 20.02.2009’da 16.23’te haciz konulan 35 AS 5692 plaka sayılı aracın oto komisyonculuğu yapan üçüncü kişi tarafından aynı gün saat 13.47’de satın alındığını, mülkiyetin hacizden önce davacıya geçtiğini, takibin devamı kararını 29.07.2009’da öğrendiklerini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin aracın borçlu adına kayıtlı olması nedeni ile konulduğunu, borçlunun hakkında icra takibi başlatılmasından sonra bu durumu bilen üçüncü kişi ile danışıklı hareket ederek alacaklıdan mal kaçırmak için satış işleminin yapıldığını, satış bedelinin kasko değerinden düşük olmasının da bunu kanıtladığını, belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “10.06.2010’da müracaata kalan davanın üç aylık yasal süresi içinde yenilenmediği” gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davacı vekili duruşma saatinden önce dosyaya girdiği anlaşılan cevap bonolu telgraf ile 10.06.2010 günlü oturuma mesleki mazereti nedeni ile katılamayacağını bildirmiştir. Mahkemece somut bir nedene dayanmadığı gerekçesi ile mazeret talebinin reddine, davalı vekilinin davayı takip etmeyeceklerini bildirilmesi üzerine de üç aylık yasal süresi içinde yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Ne var ki mazeretin reddi ile ilgili ara karar davacı vekiline bildirilmemiştir. Bu durum (18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih, 89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de geçerlilik kazanmış bulunan AİHS’nin 6. maddesinde de düzenlenen) adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil etmektedir ve bozma nedenidir.
Kabule göre de; önceki oturumların tamamına katılan ve mazeret bildirmeyi alışkanlık haline getirmediği anlaşılan davacı vekilinin talebinin mazeretini belgeleme olanağı tanınmadan reddedilmesi doğru görülmemiştir,
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 20.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.