YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12697
KARAR NO : 2011/3503
KARAR TARİHİ : 14.04.2011
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde, davacı vekili ve davalılar E.. Y.., U.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda müvekkilinin küçük kızının yaralandığını ileri sürerek, 5.000,00 TL maddi, küçük için 30.000,00 TL, davacı için 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 2.172,31 TL maddi tazminat ve küçük için 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile ve maddi tazminattan sorumlu olmak üzere, davalılardan müteselislen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı E.. Y.., U.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar E.. Y.., U.. Y.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir. Kaza tarihinde 6 yaşında olan Melisa, kazada % 3,3 oranında maluliyete uğracak şekilde yaralanmıştır. Mahkemece hükme esas olan bilirkişi raporunda Melisa’nın 18 yaşında çalışmaya başlayacağı ve asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilmiştir. Oysa, eğitim durumu çalışmaya başlama yaşını ve çalıştıktan sonra elde edilecek geliri belirleyecek olup, davacının eğitim durumu ve yaşadıkları sosyal çevre dikkate alınarak, üniversite eğitimi alıp alamayacağı değerlendirilmelidir. Anılan husus değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Ayrıca, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, O’nun yakınlarından birine de eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünü ağır şekilde bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. (HGK’nun 26.04.1995, 1995/11-122, 1995/ 430). Davacının 6 yaşındaki kızı geçirdiği kaza sonucunda iç organlarından yaralanmış, kol ve bacağında kırık meydana gelmiştir, Bilirkişi raporuna göre, iyileşme süresi 4,5 ay ve maluliyet süresi 3,3 oranında malul kalmıştır. Davacı annenin, bu durum karşısında ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün bozulduğunun kabulü ile manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar E.. Y.., U.. Y.. vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 391,30 TL kalan harcın temyiz eden davalılar Ebru ve U.. Y..’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.