YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12417
KARAR NO : 2011/5121
KARAR TARİHİ : 23.05.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların malik/sürücü ve trafik sigortacısı oldukları aracın, müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, tedavi gideri ve iş gücü kaybı olmak üzere ıslâh ile arttırılmış toplam 725.00 TL maddi tazminat ile 10.000.00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi maddi tazminattan poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kusur oranına ve tazminat miktarlarına itiraz ederek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta T.A.Ş. vekili, tedavi giderlerinden, kusur oranında ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, temerrüde düşmediklerini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve tarafların kusur durumuna göre, tedavi giderine ilişkin talebin kabulü ile, 275.00 TL’nın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak üzere) müteselsilen tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 5.000.00 TL’nın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
1- Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda, “ Davacının kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin kabulü ile, 450.00 TL’nın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının sigorta şirketi yönünden kazanç kaybına ilişkin davasının reddine, “ denildiği halde,
gerekçeli kararda, bu hususta hüküm kurulmamıştır. Bu hal, HUMK.’nun 381/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre:
Manevi tazminat talepleriyle ilgili hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olamaz. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı …’ın zabıta marifetiyle tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre, davacı için takdir olunan 5.000.00 TL manevi tazminatın yüksek olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçenler yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı …’a geri verilmesine 23.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.