YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12191
KARAR NO : 2011/4431
KARAR TARİHİ : 09.05.2011
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (3.kişi), davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine Çaycuma İcra Müdürlüğünün 2007/48 Esas sayılı dosyasından yapılan takipte, haciz tarihinden önce noter satış sözleşmesi ile satın almış olduğu … plakalı araç üzerine haciz konulduğunu, borçlunun araçla bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (alacaklı) cevap vermemiştir.
Mahkemece; dava konusu aracın 06.12.2006 tarihinde borçlu tarafından noter satış sözleşmesi ile davacı 3.kişiye satışı yapıldıktan sonra, kural olarak aracın mülkiyetinin davacıya geçmiş olmasına ve araç üzerine satıştan sonra 19.1.2009 tarihinde haciz şerhi konulmuş olmasına karşın, davacının satın aldığı aracın tescil belgesini alması gerekirken, satıştan ve haciz şerhinden çok uzun zaman geçtikten sonra dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, borçlu ile danışıklı işlem yapıldığı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı (3.kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Davacı 3.kişi dava konusu … plakalı aracı dava konusu takibin tarihi olan 18.1.2007 tarihinden de önce 06.12.2006 tarihinde Çaycuma Noterliğinde, 2918 Sayılı Yasanın değişik 20/d maddesine uygun şekilde düzenlenen satış sözleşmesi ile borçludan satın almış, dava konusu takip nedeniyle aracın trafik kaydına 19.1.2009 tarihinde haciz şerhi işlenmiştir. Satış tarihinde fiili veya trafik sicilinde kaydi haciz veya tedbir bulunmayan aracı satın alan davacı iyiniyetli olup, araç mülkiyetini kazanmıştır. Noter satışından sonra aracın davacı adına trafikte tescil edilmemesi, satışı geçersiz kılmaz. Çünkü satışın trafik siciline işlenmesi idari bir işlemdir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, araç maliki bulunan davacının açtığı davanın kabulü gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen ve kanıtlanmayan muvazaa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı (3.kişi) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 9.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.