YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12165
KARAR NO : 2011/5096
KARAR TARİHİ : 23.05.2011
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
1-) Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkin olup, mahkemece, duruşma açılmadan evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36.maddesi hükmü uyarınca; Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.”
Yine, HUMK.nun 73.maddesi uyarınca; kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim, davanın taraflarını dinlemeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için yasaya uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
İİK’nun 97/11.maddesi hükmü uyarınca da, “istihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne (HUMK.md.507-511) göre bakılır.” O halde; mahkemece, başvurma harcı ve takip konusu alacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden 1/4 oranında peşin nispi ilam harcı alınarak duruşma açılması, taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ olunarak taraf teşkilinin
sağlanması, tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, savunma hakkı engellenmek suretiyle, dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan kabule göre; Basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak ve en geç ilk oturumda davanın esasına girilinceye kadar ileri sürülebilir. (H.U.M.K. 187/2) Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakim doğrudan (resen) yetkisizlik kararı veremeyeceği gibi, taşınır mala ilişkin istihkak davalarının HUMK 9. ve 512 maddeleri gereği, a) Davalının ikametgahının bulunduğu b) Asıl icra takibinin yapıldığı c) Haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu d) Haczin uygulandığı yer ile eşyanın bulunduğu yerin farklı olması durumunda eşyanın bulunduğu yerdeki İcra Mahkemesinde açılabileceği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. İstihkak davası bu yetkili İcra Mahkemelerinden birisinde açıldığı takdirde yetkisizlik ilk itirazı olsa dahi mahkemece yetkisizlik kararı verilemez.
2-) Bununla birlikte; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 4949 sayılı Yasanın 101. maddesiyle değişik 363. maddesi hükmüne göre; Yasa’nın yürürlüğe girdiği 30.7.2003 tarihinden sonra icra mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.000.000.000 TL.’yi geçmesi gerekir.
İİK’na 4949 sayılı Yasa’nın 102. maddesiyle eklenen Ek 1. madde uyarınca da; bu parasal sınır, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerlendirme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların (on milyon TL) 10,00 TL ‘yi aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
2008 yılında bu parasal sınır 3.600,00 TL.olarak uygulanmıştır. Öte yandan 20.11.2008 gün ve 27060 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen Maliye Bakanlığı’na ait 387 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, 2009 yılı için
belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 12 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2009 yılında icra mahkemelerince istihkak davaları sonucunda verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 4.030,00 TL.’sini geçmesi gerekir.
Somut olayda, temyiz konusu dava değeri, takip miktarı olan 1.610,15 TL.dir.
Bu durumda, hüküm kesin nitelik taşıdığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İİK’nun 363, 365/3 Ek 1. maddeleri uyarınca, davacı 3.kişi vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine 23.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.