YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12147
KARAR NO : 2011/2253
KARAR TARİHİ : 15.03.2011
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, Develi İcra Müdürlüğünün 2006/200 Esas sayılı dosyasından, borçlu şirketin işyerinde yapılan 02.04.2007tarihli haciz sırasında, davalı 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu, işyerinin danışıklı olarak davalı 3.kişiye devredildiğini belirterek, İİK”nun 99 maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3.kişi, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı borçlular, ticareti terk etmediklerini,sadece işlerin küçülttüklerini ve danışıklılığın söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, icra dosyası için verilen kesin sürede gerekli masrafın yatırılmadığı ve bu dosya olmadan çözüme ulaşılmayacağından bahisle davanın reddine karar vermiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.
İster yasa, isterse hakim tarafından belirlenmiş olsun kesin önel içinde yerine getirilmeyen bir işlemin, bu önel geçtikten sonra yerine getirilmesi mümkün değildir.(H.U.M.K.md.163) Bu nedenle davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek için getirtilen kesin önel kuralı, yasanın amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öyleyse kesin önelin hukuki sonuç doğurması için ara kararın usulüne uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kesin önele ilişkin ara karar yanlış anlamayı önleyecek şekilde açık ve eksiksiz yazılmalı, verilecek süre yeterli olmalı, önele uymamanın hukuksal sonuçları hatırlatılmalıdır.
Somut olayda,tensiple icra dosyasının celbine ve masrafın alacaklı tarafından yatırılmasına karar verilmiş, 13.03.2008 tarihli oturumdaki ara kararla icra dosyasının ve ticaret sicil kayıtlarının celbi için 10 günlük süre verilmiş, tanık ücretinin bundan sonraki oturumda yatırılması için 10 günlük kesin önel verilerek verilen önelin sonuçları hatırlatılmıştır. Bundan sonraki oturumda davacı alacaklı vekili icra dosyasının onaylı suretini ibraz ettiklerini ve tanık dinletmeyeceklerini belirtmiştir.
Davacı alacaklıya icra dosyası celbi için verilen süre kesin olmadığı gibi sonraki oturumda da ibraz ettiği belirtilmiştir.Bu durumda mahkemece davanın kesin önel içerisinde icra dosyasının celbinin sağlanmadığından bahisle reddi hatalıdır.
Ancak, bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Tüzel kişilerde istihkak iddiası tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebilir.Tüzel kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.
Somut olayda, dava konusu 02.04.2007 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Nevzat Aslan 3.kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişi olmadığı sabittir. Davalı 3.kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasında bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece alacaklı tarafından açılan istihkak davasının, süresinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi yerine, belirtilen gerekçelerle reddine karar verilmesi hatalı ise karar gerekçesinin yukarıda belirtilen şekilde düzeltilerek sonuç itibari ile doğru olan kararın ONANMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.