Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/12144 E. 2011/7217 K. 07.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12144
KARAR NO : 2011/7217
KARAR TARİHİ : 07.07.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılama sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın Müflis … A.Ş., … A.Ş. ve … Kollektif Şti. hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili davalılar Müflis … A.Ş., … A.Ş. ve … Kolektif Şti. nin kullandıkları kredi sözleşmelerine … ve …’in kefil olarak imza attıklarını, bu nedenle haklarında yaptıkları icra takibi sırasında borçlarına yetecek haczi kabil mallarının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılardan … Mirasçıları, …, …, …, …, …Ltd. Şti, …, … … ve … davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemişlerdir.
2010/12144
2011/7217
Mahkemece haklarındaki dava atiye terk edilen Müflis … A.Ş. , … A.Ş. ve … Kollektif Şti. haklarındaki davanın HUMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davalılar hakkındaki davanın kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Somut olayda dava konusu 4870 ada 9 parsel sayılı taşınmaz borçlu davalılar … ve Abdullah Şen tarafından 09.12.1993 tarihinde davalı üçüncü kişi …’e satılmış olup dava ise 16.03.2004 tarihinde açılmıştır. Bu durumda mahkemece ‘davanın hak düşürücü süre yönünden reddine’ karar vermek gerekirken kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekçesi itibariyle doğru değil ise de sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi halinde kendini vekille temsil ettiren davalılar yararına avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 5. bendinin 4. satırındaki “hesap olunan 29.522.56 TL. nispi avukatlık ücretinin” tümcesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 1.000.00 TL. maktu ücretinin” tümcesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 7.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.