YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1177
KARAR NO : 2010/8438
KARAR TARİHİ : 18.10.2010
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişiler vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (Alacaklı) vekili, müvekkili tarafından … İcra Müdürlüğünün 2009/479 Esas sayılı dosyasından, davalı borçlu aleyhine yapılan takip sırasında, haczedilen mahcuzlar üzerinde davalı 3.kişiler tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, oysa, mahcuzların takip borçlusuna ait olduğunu ileri sürerek, İİK.nun 99.maddesi uyarınca, istihkak davalarının kabulü ile mahcuzların davalı borçluya ait olduğunun tespitine ve ayrıca; İİK.nun 280.vd.maddeleri uyarınca da, tasarrufun iptali davalarının kabulü ile davalı borçlunun yaptığı tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (3.kişiler) vekili, tasarrufun iptali davasının görevli mahkemede açılmadığını, istihkak davasının da haksız olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuş ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/borçlu vekili, davanın görev nedeniyle reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre; İİK.nun 280.maddesine göre, davalılar arasındaki işlemin iptali ile 09.2.2009 tarihinde haczedilen mahcuzların davalı borçlu şirkete ait olduğunun tesbitine, hacizlerin devamına karar verilmiş, hüküm davalı 3.kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı vekili, İİK.nun 99. maddesine dayalı olarak davalı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile borçlu ile 3. kişi arasında yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
1- İİK.nun 97/17 maddesinde, istihkak davasına karşı, haciz yaptıran alacaklının bu kanunun 11. babı hükümlerine dayanarak ve geçici veya kesin aciz belgesi ibrazına gerek olmadan karşılık iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davası karşılık dava niteliğinde olmayıp, doğrudan açılmış dava özelliğindedir. Doğrudan doğruya açılan iptal davalarına bakmak görevi, İİK.nun 281.maddesi uyarınca, genel mahkemelere ait olup, bu şekilde açılan iptal davalarının İcra Mahkemesinde görülemeyeceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 24.2.1954 gün ve E. 2 K.7 sayılı kararı gereğidir.
O halde, görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece bu husus res’en gözönünde tutularak, iptal davasının istihkak davasından ayrılmasına ve ayrı bir esasa kaydedilmesine, daha sonra iptal davası dilekçesinin görev yönunden reddi ile dosyanın başvuru halinde ve değere göre ilgili mahkemesine gönderilmesine karar vermek yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı 3.kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davaı 3.kişilere geri verilmesine 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.