Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/11748 E. 2011/243 K. 20.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11748
KARAR NO : 2011/243
KARAR TARİHİ : 20.01.2011

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi), … 12. İcra Müdürlüğü’nün 2008/801 Esas sayılı dosyasında, trafik kaydına haciz konulan … plaka sayılı aracı noterde yapılan sözleşme ile haciz tarihinden önce satın aldığını, ancak tescil işlemini haciz nedeni ile yaptıramadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu aracın, takibe dayanak çekin keşide tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak satıldığını, çekin bankaya ibraz tarihi de dikkate alındığında bu durumun açık olduğunu, üçüncü kişinin de borçtan haberdar olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre;“dava konusu …plaka sayılı aracın,trafik kaydına haczin konulmadan önce 08.09.2008’de noterde yapılan sözleşme ile satın alındığı,böylece mülkiyetin üçüncü kişiye geçtiği” gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş;hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı (alacaklı) vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
İstihkak davalarında, İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dahilinde basit yargılama usulü uygulanır ve toplam alacak ile mahcuzun değerinden hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta 1/4’ü peşin alınmak üzere, kabul ile sonuçlanan davada geriye kalan kısmına hükmedilir.
Somut olayda nispi karar ve ilam harcının alacak miktarı olan 9.830,50.-TL üzerinden hesaplanması gerektiğinin dikkate alınmaması hatalıdır.
Öte yandan davanın açılması ile birlikte istihkak iddiasından haberdar olan alacaklı tarafın istihkak iddiasını kabul ettiği yönünde bir beyanı ya da haczin kaldırılması yönünde bir girişimi de bulunmamaktadır. Bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan alacaklı tarafa yükletilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı biçimde karar verilmesi de isabetli değildi, ancak yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile ilgili bu yanlışlık temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama harçları ile ilgili hata ise kamu düzeni ile ilgilidir ve aleyhe bozma yasağı kuralı kapsamı dışında kalır.Bu nedenle bozma nedenidir
Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki “Alınması gerekli olan 486,00.-TL nispi harçtan peşin olarak alınan 15,60.-TL harcın mahsubu ile bakiye 470,40.-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline” tümcesinin çıkartılarak yerine “Alınması gereken 530,84.-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 15,60.-TL harcın mahsubu ile
bakiye 515,24.-TL harcın davalı alacaklıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına” tümcesinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 424,94 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 20.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.