Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/11528 E. 2011/233 K. 20.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11528
KARAR NO : 2011/233
KARAR TARİHİ : 20.01.2011

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 30897 /Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca,Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6618 Talimat sayılı dosyasında yapılan 28.09.2008 günlü hacze konu saç kesme makinesinin davacı şirketin faturalı malı olduğunu, borçlunun haciz mahallindeki faaliyetine 2005 yılında son verdiğini, davacının ise 2008 yılından itibaren bu adreste faaliyete başladığını ve borçlunun da burada sigortalı işçi olarak çalıştığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, borçlunun açtığı menfi tespit davasının bulunduğunu, sonucunun beklenmesi gerektiğini,dava konusu haciz mahallinde başka dosyadan yapılan 28.09.2009 günlü hacizde borçlunun hazır bulunduğunu ve borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, borçlunun 1998 yılından beri faal olduğu adreste davacının sonradan şube açarak borçlu mallarını alacaklıdan kaçırmayı amaçladığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı,hacizde ele geçen borçlu adına düzenlenmiş iki adet sipariş fişi ile vergi kaydına göre,borçlunun bu adreste 1998 yılından itibaren faaliyetini sürdürdüğü, borçlu ile davacı şirket ortaklarının kardeş olması nedeni ile arada organik bağ bulunduğu,İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve ispat yükü altında bulunan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli güçlü delilleri dosyaya sunamadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davalı (borçlu) …’in takip alacaklısına karşı İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı menfi tespit davası sonucunda verilen 30.12.2009 gün,2102-2289 sayılı karar ile takibe dayanak senetteki imzanın borçluya ait olmadığı belirlenmiş, anılan karar temyiz incelemesi sonucunda 22.10.2010’da kesinleşmiştir.
Hükümden sonra ortaya çıkan bu yeni durum karşısında konusuz kalan istihkak davasında karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
S O N U Ç :Davacı üçüncü kişi vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 20.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.