Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/11495 E. 2011/341 K. 24.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11495
KARAR NO : 2011/341
KARAR TARİHİ : 24.01.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu çarpması sonucu hasarlandığını, başvuruya rağmen davalı … şirketinin ödeme yapmadığını belirterek, 6.684.15 TL’nın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza ve hasarın, dolandırıcılık amaçlı ve kasten meydana getirildiğini, aracın onarımında kullanıldığı iddia edilen faturaların sahte olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kaza ve hasarın iddia edilen şekilde meydana gelmediği, hasardan davalının sorumlu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, davalı … karşı aracın trafik sigortacısıdır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesinde, “sigortacı, poliçede tamımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK.na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Meydana gelen bir kazada zararın ödenmesi veya
azaltılması amacıyla, sigorta ettirenin yapacağı makul ve zorunlu masraflar sigortacı tarafından karşılanır. Bu sigorta işletenin (sigorta ettirenin) haksız taleplere karşı savunmasınıda temin eder.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı genel şartların A/3 maddesinde ” teminat dışında kalan haller”, B/1 maddesinde “rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin yükümlülükleri”, B/3 maddesinde ” sigortacının halefiyeti”, ve B/4 maddesinde ise “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı” hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, TTK. 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin … Genel Şartlarının A.3.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, … Genel Şartlarına ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında: Davalı … vekili, kaza ve hasarın, dolandırıcılık amaçlı ve kasten meydana getirildiğini, trafik sigortası teminatı dışında kaldığını savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle kazanın ihbar edilen yerde ve şekilde meydana gelip gelmediğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, araçlar üzerindeki hasarların uyuşmadığı, tutanakta belirtilen şekilde çarpışmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Görevli polis memurları tarafından düzenlenen 21.02.2006 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında, davalı sürücüsü seyir halindeyken, kendi aracının ön kısmıyla,aynı istikamette önünde seyreden dava dışı araca dalgınlığı sonucu arkadan çarptığı, bu aracın da çarpmanın etkisiyle savrularak karşı yönden gelen davacı aracıyla
çarpıştığı açıklanıp, araçların son duruş şekli ve çarpma noktaları çizilen krokide belirtilmiştir. Davacı aracının hasarlandığı, dosyaya sunulan ekspertiz raporundan ve faturadan anlaşılmaktadır.
Beyoğlu C.Başsavcılığı’nın 2006/7864 soruşturma nolu dosyasında, dava konusu kazaya ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yapılan soruşturma neticesinde, … Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlilerinin 21.02.2006 tarihinde, araçlar arasındaki maddi hasarlı trafik kazasını sonradan görüp tutanak düzenledikleri, yanıltıldıkları veya görevlerini kötüye kullandıkları konusunda soyut iddiadan başka delil bulunmadığı, ayrıca tutanağın sahte olduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadığından, şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, tutanağın aksi ve hasarın teminat dışında kaldığı hususu, davalı … şirketince somut delilerle ispatlanamadığından, kazanın belirtilen yer, şekil ve zamanda meydana geldiği, rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, uzman bilirkişiden tazminat raporu alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.