YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11364
KARAR NO : 2011/427
KARAR TARİHİ : 27.01.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili idarenin vergi alacağı nedeniyle dava dışı … Tıbbi malzemeler İth. İhr. San. Ltd. Şti.nin yasal temsilcisi olan … … hakkında icra takibi yaptıklarını, ancak bu kişinin alacağın tahsilini engellemek amacı ile kendisine ait taşınmazı kızı olan davalıya sattığını, onunda yine dava dışı …’a satış yaptığını öne sürerek taşınmazın satış bedeli olan 17.000.00 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ve 17.000.00 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar aynı yasanın 25. maddesi uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişiler aleyhine açılır. Zorunlu dava arkadaşı durumunda olan kişilerin tümünün davalı olarak gösterilmemesi halinde eksik gösterilen kişi veya kişilere dava dilekçesinin tebliği ile davaya dahil edilmeleri sağlanmalıdır. Somut olayda borçludan taşınmazı satın alan … davalı olarak gösterilmiş ancak borçlu olarak bildirilen … … davaya dahil edilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiştir. O halde mahkemece davacıya borçlu olduğu bildirilen … ’nı davaya
dahil etmesi için süre verilmeli ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de borçlu davalıdan tasarrufa konu edilen malı satın alan üçüncü kişi satın aldığı malı elden çıkarmış ise satın alan dördüncü kişi davaya dahil edilmemiş veya kötü niyeti kanıtlanamamışsa davalı üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında faize hükmedilmeksizin davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekirken faizi ile birlikte tahsil kararı verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.