Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/11053 E. 2011/3434 K. 14.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11053
KARAR NO : 2011/3434
KARAR TARİHİ : 14.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı taraf aracının, müvekkiline ait araca çarpması sonucu, müvekkilinin aracında 12.478 TL tutarında hasar meydana geldiğini, aracın tamamen hasarlı olup trafiğe çıkamayacak durumda olduğunu, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını belirterek 12.478 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu biçer döverin karıştığı trafik kazasında kusurun davacıda olduğunu, kaza tesbit tutanağını, kusuru, hasar miktarını ve tesbit bilirkişi raporunu kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … duruşmalara katılmadığı gibi davaya yazılı olarakta cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 12.478 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Maddi zarar, zarar verici eyleme maruz kalan şahsın mal varlığında zarar verici eylem sonucu meydana gelen durum ile bu eylemden önce mevcut olan durum arasındaki farktır. Zarar veren, trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarardan sorumludur. Zarar gören, aracın onarım masraflarının, taşıtın kaza tarihindeki değerini aşması yada taşıtın onarım kabul etmemesi halinde taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda aracın olay tarihindeki emsal 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değerinin tesbit edilmesi ve aradaki farkın gerçek zarar olarak kabulü gerekir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, davaya konu 2.8.2009 tarihli trafik kazası nedeniyle müvekkiline ait 1986 model 300 D tipi Mercedes marka aracın tamamen hasarlandığını, kullanılamaz hale geldiğini, Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/353 Değişik iş sayılı dosyasında yaptırılan hasar incelemesi sonucu verilen bilirkişi raporuna göre, 12.478 TL tutarında zarar olduğunun tesbit edildiğini belirterek bu meblağın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, davalı … vekilleri cevap dilekçelerinde, tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı aracının 1986 model eski bir araç olup aracın hasarsız değerinin dahi bu kadar etmeyeceğini, tesbit ve tesbit bilirkişi raporunu kabul etmediğini bildirmiştir.
Hasar yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tarafların iddia ve itirazları, aracın pertinin uygun olup olmadığı hususları değerlendirilmeden davacı tarafın tek taraflı olarak yaptırdığı, davalı tarafı bağlayıcılığı bulunmayan ve açıkça itiraz edilen tesbit raporu aynen tekrar edilerek 12.478 TL hasar olduğu belirtilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek hasar konusunda uzman bilirkişi kurulundan, tarafların itirazları, beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, araçtaki hasarın tamirinin ekonomik olup olamıyacağı, tamir ekonomik ise,hasar miktarının tesbiti,tamiri ekonomik değilse, aracın modeli, yaşına göre olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ve sovtaj değerinin tesbiti, piyasa değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının belirlenmesi hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’na geri verilmesine 14.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.